Tek Tanrılı Dinler Karşısında Kadın Sözleri ve Alıntıları
Tek Tanrılı Dinler Karşısında Kadın sözleri ve alıntılarını, Tek Tanrılı Dinler Karşısında Kadın kitap alıntılarını, Tek Tanrılı Dinler Karşısında Kadın en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Paulus'un kadına biçtiği rol bellidir; kadın erkeğe hükmetmeye, ondan üstün olmaya kalkışmayacak, bilgi edinme ve onu öğretme iddiasında bulunmayacak, evlenecek, çocuklar doğuracak (doğururken çektiği acılar Havva'nın günahının kefareti olacak) ve onları iyi birer Hıristiyan olarak yetiştirecektir. Paulus'un kadınların kilise içinde ve evlilik içinde nasıl davranmaları gerektiğini anlatırken kullandığı dil paraleldir:
Kiliselerde kadınlar sükut etsinler; çünkü onlara söylemek için izin yoktur;
ancak şeriatın da dediği gibi, tabi olsunlar. Ve, Ey kadınlar, kendi kocalarınıza Rabbe tabi olur gibi tabi olun. Çünkü bedenin kurtarıcısı Mesih kilisenin başı olduğu gibi, erkek de kadının başıdır. Fakat kilise Mesihe tabi olduğu gibi, kadınlar da öylece her şeyde kocalarına tabi olsunlar.
Tolerans ya da hoşgörü, başkalarının farklı kurallara göre yaşayabileceklerini, 'hakikat' peşinde koşan kaç kişi varsa o kadar farklı 'hakikat' olabileceğini,benim için 'doğru' olanın başkası için 'doğru' olmayabileceğini kabul etmeyi gerektirir..
İsa'nın zina konusundaki tutumu da Yahudilik'ten farklıdır. Matta'ya· göre İncil'in 5. Babında (5:27) "Zina etmeyeceksin" denir: "Fakat ben size derim: Bir kadına şehvetle bakan her adam zaten yüreğinde onunla zina etmiştir." (5:28) Burada, olayın sorumluluğu "baştan çıkarıcı" kadında değil, erkektedir; bu yaklaşım hemen her zaman suçu kadında arayan Yahudilik'ten çok farklıdır. Artık suç, erkeğin zayıflığından yararlanarak onun aklını çelen tehlikeli kadın cinselliğinden çok, erkeğin saldırganlığına kaymıştır.
Kutsal Kitap'taki yaratılış öyküsüne, Sümer yaratılış efsanesinin birçok öğesi ya olduğu gibi ya da dönüştürülerek dahil edilmiştir; bu, dinsel düşünüşteki sürekliliklerin ve eski biçimlerin, yeni, ataerkil içeriklerle donatılarak yeni toplumsal ilişkilere uygun hale getirilmesinin bir örneğidir. Bu Sümer öğeleri arasında yasak meyvenin yenmesi, hayat ağacı kavramı ve tufan anlatısı vardır. İslam'da yaratılış sorununu araştıran İslamcı bir yazar da, İslamiyet öncesi yaratılış teorilerini incelediğinde "biraz da şaşırarak", "Kuran ile İslam öncesi şiirlerde, Yahudi ve Hıristiyan metinlerinde, eski Sümer, Mısır ve Babil mitlerinde dünyanın kökenine ilişkin ortak öğeler bulduğunu", ancak zaman içinde Tanrı'nın gücünün arttığının gözlendiğini söylemektedir. Oysa, eski kozmolojilerin öğelerinin, "son kutsal kitap" olan Kuran'a girmiş olmasında pek de "şaşıracak" bir şey yoktur!
Bir kültürün "ethos"u ya da dünya görüşü, kadın imgelerini de içerir ve bunlar kültürün
bütünü açısından kadınlara ilişkin düşünceleri biçimlendirmede büyük rol oynarlar. Sözkonusu imgeler ise çoğunlukla dinsel kaynaklıdır ve gene çoğunlukla kadınların kendileri tarafından değil, erkek-
ler tarafından oluşturulmuşlardır. Bu bağlamda, kadınların kendi kendilerini tanımlamalan, kendi kimliklerini özerk bir biçimde oluşturmalan, kısacası kendi adlarım kendilerinin koyması sözkonusu değildir.