Uzak, yakın tarihini değil, hatta vaktiyle kendilerinin yaptığı şeyleri bile bilmezler, vurdukları kasabaların, yağma ettikleri şehirlerin isimlerini unuturlardı. Unutmadıkları şey istikbâle aitti: “Kızılelma”ya gidilecekti.
''Ölmek, genç yaşında sakat kalmaktan çok iyiydi.Ölen savaşçı şan, şeref içinde dünyadan çekilir...
Kolsuz bacaksız kalan kahraman ise, ömrü boyunca savaş hasreti içinde bir cehennem işkencesiyle kıvranırdı.''