"Yaratandan bağımsız bir sanata asla inanmıyorum. Tanrısız bir sanata inanmıyorum. Benim filmlerim insanları Tanrıya yöneltebilirse ne mutlu bana. Yaşamım esas anlamını bulacak."
"Kendi aklından ümidi kesen" insanın başka zekalar peşinde olması; yeryüzünde tek akıl baliğ/mesul varlık olan insanın mesuliyet taşıyamadığı veya taşımak istemediğinin göstergesidir.
Tuhaf ama ne zaman ki ölümle kapanıyor ömür defterimiz, o zaman kendimize tam anlamıyla doğmuş oluyoruz. Ölüme doğru oluşuyla yaşamak azar azar kendini tamamlamaya doğru yol almak demek bu bakımdan.
O, kendisinden yoksun bırakılmış; onu esir alarak yüzünü ele geçirmiş arzu nesneleri kalabalığında hatırlayabileceği bir kendilikten mahrum edilmiştir. İşte bu nedenle insan bugün zincirlere doğuyor, fakat zincirlerin ötesindeki bir özgürlüğün hasretini bile çekmiyor.
Bugün temel ve öncelikli bir yükümlülüğümüz varsa İşte o, insanı kendinden mahrum eden bu esarete karşı direnmektir. Bunun asıl yoluysa öz benliğimizin ve onun asli hüviyetini teşkil eden özgür iradenin zincirlerden bağımsız bir şekilde nasıl kurulduğu sorusunu yeniden gündeme getirmekten Böylece birkaç yüzyıldır kapatılmış bir defteri yeniden açmaktan geçiyor.