Teknoloji Benim Neyim Oluyor?

Ahmet İnam
Teknolojideki hızlı değişimlerin toplumdaki sonuçları, önce, sanat ve edebiyat tarafından seziliyor. Sanat değişiyor. Ardından belli bir gecikme süresi içinde toplumsal yaşayışın, bu yaşayıştaki kurumların değişmeye çabaladığını görüyoruz. Yine toplumsal değişimin ardından, belli gecikmeyle, ahlak alanındaki değişimler ortaya çıkıyor. İnsan, en zor inanç düzenlerini değiştiriyor. En arkadan gelen değişim o. İşte, kültür öğelerinin değişimleri arasındaki bu farklılık büyük kültür bunalımları yaratabiliyor. Yukarıda verdiğim gecikme sırası, genellikle Batı kültürleri için geçerli, belli istisnaları ile; diğer kültürlerde değişim daha farklı gecikmelerle yaşanabiliyor
Teknoloji, kültür düzeninde, tıpkı organizmadaki kanserli hücreler gibi başına buyruk gelişmesini sürdürüyor. Kültürün öğeleri arasındaki ilişkileri iyi kavrayamadığımız için, düşünce ve anlam hayatımız açısından, bu değişim sancısına çare bulamıyoruz. (Ayrıca, neden çare bulalım ki? Değişmek güzel değil mi? Sancıya varız da, şu sana süreci nasıl oluşuyor, bir anlasak anlayarak değişsek. İşte, insanın değişirken bile değişimi denetleme tutkusu. Anlamak da denetimin bir öğesi olabilir.)
Reklam
Zamanı denetleyemez olduk. Her şey şaşırtıcı bir hızla değişiyor. Geçmişi şimdiye, şimdiyi geleceğe bağlamakta, zorlanıyoruz. Doğa, ekonomi, toplumun denetlenmesi için oluşturduğumuz denetleme teknikleri bizi denetler oldu. Bilgisayarlar aracımız olmaları gerekirken, bizi bir araç haline getiriyorlar. Onları niçin kullandığımızı unutuyoruz. Planladığımızı, tasarladığımızı sanıyor; ummadığımız sonuçlarla karşılaşıyoruz. Zamanı denetleyemiyor, makinaları kullanırken, beklenmedik sonuçlarla karşılaşıyor, mekanı da denetleyemiyoruz bunlarla birlikte. Şehirleşme ne denli planlamaya çalışılırsa çalışılsın, denetimden kaçıveriyor. Dilediğimiz mekanda oturamıyoruz. Planlama, tasarlama, hesap, akıl, plansızlığa, tasarımsızlığa, hesapsızlığa, akılsızlığa dönüşüyor.
Etkileşim içindeyim. Benden farklı olan her şeyle. Kendimle. Bu etkileşim, belli, etkileşim alanlarında olup bitiyor. Bedenimle, bedenimin "dışındaki" doğal çevremle, toplumsal çevremle, düşüncelerimle, başkalarının düşünceleriyle, duygularımla, onlarla olan etkileşimin oluşturduğu alanlarda "eyleşiyorum". Etki alışverişinde bulunuyorum. İşte bu etki alışverişinde beni bütün farklı alanlarda bütünleyen, bütün kılan gönlümdür.
Ortamı saran çevre, toplumsal etkilenmeler, başkalarını ayıplamalar, yasaklar, bunların kişiler üzerindeki etkileri, günah, utanç duyguları, korkular, vicdan azapları, sinyalin gürültüsü durumundalar. Olumlu çevre ve ortam sinyal kıvılcımını alevlendirir. EDÂ PAYLAŞIMI OLUŞUR. AŞKLAŞILIR. Aşk yaşanır.
Felsefenin üstünlüğü yok, diğer araştırma yollarında. Haddini bilmek en büyük felsefi erdemlerden biridir. Başkalarına haddini bildirmek de.
Reklam
51 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.