Televizyon hemen hemen tüm toplumlarda merkezi ve en etkin öykü anlatma aracıdır. Televizyonun yaşamımıza girmesiyle birlikte sürekli bir öykü bombardımanıyla karşı karşıya kalmış durumdayız.
Tüm sanatsal metinlerdeki her bir önemli öykü olayı, metni, olası değişik, farklı okuma biçimlerine açmakta ve izleyici/okuyucu'nun "Bundan sonra ne olacak?" diye sormasına yol açmaktadır.
Tıpkı sinemanın yıldız (star) sistemine dayanması gibi televizyon da bir tür kült kişilikler sistemine dayanmakta ve böylelikle televizyon, bireysellik ve başarı miti gibi yığınla mit üretmektedir.
Kısacası, öykü-anlatma sanatı ve mit-üretme olayı ölmemiştir çağdaş toplumlarda. Aksine televizyonun yaşamımıza girmesiyle birlikte öykü anlatma sanatı ve mit-üretme gerçeği ve gereksinimi yepyeni boyutlar kazanmıştır. Günümüzdeki toplumlarda televizyonun başlıca öykü anlatan ve mit üreten araç olduğu gerçeğini herkes rahatlıkla görebilmektedir
Yeni ve farklı bir kültürel dışavurum aracı olarak televizyonunun en belirgin, tanımlayıcı özelliği bence, onun "çağdaş" toplumlardaki en önemli öykü anlatma aygıtı olmasıdır.
Televizyon aygıtı, "canlı ve doğrudan, aracısız yayın ideolojisi" yaratmaktadır. Bu, televizyon aygıtının, 'gerçekçi", "inandırıcı" olma kaygısından kaynaklanmaktadır.
1991 yılında east angila üniversitesi'nde "story-telling and myth-making medium; television" adlı master tezinin türkçesi; "öykü anlatma ve mit üretme aracı olarak televizyon", olarak 1992 yılında basılmıştır. Yusuf Kaplan Hoca'nın Master tezi olan bu kitap televizyonu ve televizyonun yaptığı dönüşümü çok iyi bir şekilde aktarmaktadır. Günümüzde bunu yapanın, dönüştürenin dijital ve sosyal medya olduğunu düşünebiliriz
TelevizyonYusuf Kaplan · Ağaç Yayıncılık · 199214 okunma