Lafargue'ın "tembellik" olarak adlandırdığı; vahşi kapitalizmin körüklediği üretim ve tüketim çılgınlığını ironik bir şekilde kara mizah yaparak eleştirdiği olgu aslında emeğinin karşılığı verilmeden uzun saatler çalıştırılan emekçilerin işlerinden ve işe gidip gelmek için harcadıkları ölü zamandan geriye kalmayan, mahrum bırakıldıkları boş zamandır. Kendilerine, ailelerine, başta gıda olmak üzere eğitim, sanat, kültür ve doğa ile doğru dürüst beslenerek kendilerini geliştirebilecekleri, yaşadıkları hayatın bir ızdırap olması yerine, o biricik, değerli hayatlarının hakkını vererek insanca yaşayıp mutlu ölmelerini sağlayacak "boş zaman"...
İlerlemenin, bilim ve teknolojinin olanak sağladığı otomasyonun, emekçilerin üzerine düşen bu hakkaniyetsiz yükü azaltması gerekirken tam aksine medeniyeti yaşadığımızı düşündüğümüz çağımızda bu yükte azalma yaşanmamış, dengesizlik ve eşitsizlik ise artış göstermiştir. Nedenini ise insan genomunun engellenemez hırsında görebiliriz.
Aristo'nun otomatik araçlar düşü bugün otomasyon ve robotlar ile gerçek oldu. Ama insan gücü ile yapılan işi otomatik olarak yapan o "robotlar" insanın yükünü azaltıp bizleri robotların efendisi mi yapacak, yoksa insanı köleleştirip kendileri mi olacak yeni dünyanın efendileri ?..