Mimarlık ve Duyular

Tenin Gözleri

Juhani Pallasmaa

Tenin Gözleri Gönderileri

Tenin Gözleri kitaplarını, Tenin Gözleri sözleri ve alıntılarını, Tenin Gözleri yazarlarını, Tenin Gözleri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Çıplak ten ile ev duygusu arasında güçlü bir özdeşlik vardır. Ev deneyimi, özünde, bir içten sıcaklık deneyimidir. Bir şömine etrafındaki sıcaklık mekanı nihai içtenlik ve rahatlığın mekanıdır. Marcel Proust, böyle bir ateş yanı mekanının tenle hissedilmesinin şiirsel bir betimlemesini yapar: "Sanki maddeden oluşmamış bir cumba, sıcak bir mağara odanın içine oyulmuştu, sınırları değişken bir sıcak hava bölgesi." Eve dönüş hissi benim için asla, çocukluğumda, karla kaplı bir arazide akşam karanlığında, evimin penceresindeki ışığı gördüğümdeki kadar güçlü olmamıştır, sıcak iç mekanın donmuş bacaklarımı ısıtışının anısı. Ev ve tenin hazzı tekil bir deneyime dönüşür.
90 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 günde okudu
Kitap, mimarlık ve tasarım dünyasında önemli bir eser olarak kabul edilir. Pallasmaa, insan algısının sadece görsel olmadığını, diğer duyuların da tasarımı etkilediğini savunur. Kitap, dokunma, koklama, işitme ve tatma gibi duyuların mimari ve tasarım üzerindeki etkilerini detaylı bir şekilde inceler. Pallasmaa'nın gözlem ve düşüncelerini, tasarım dünyasına farklı bir perspektiften bakmayı sağlayarak okuyuculara zengin bir anlayış sunar.
Tenin Gözleri
Tenin GözleriJuhani Pallasmaa · Yem Yayınları · 2011419 okunma
Reklam
Mimarlığın ebedi görevi, dünyadaki varlığımızı somutlaştıran ve yapılandıran, ete bürünmüş ve yaşanmış varoluşsal metaforlar yaratmaktır. Mimarlık ideal yaşamın fikir ve imgelerini yansıtır, maddileştirir ve ebedileştirir. Binalar ve şehirler gerçekliğin şekilsiz akışını düzene kavuşturmamızı, anlamamızı, anımsamamızı ve nihayetinde kendimizi tanımamızı ve anımsamamızı mümkün kılar. Mimarlık kalıcılığın ve değişimin diyalektiğini algılamamızı ve anlamamızı, kendimizi dünyada konumlandırmamızı ve kültürün ve zamanın sürekliliği içinde kendimizi yerleştirmemizi sağlar.
Anımsandıklarında salt uzak birer görsel imge olarak kalan şehirler vardır, bir de bütün canlılıklarıyla birlikte anımsanan şehirler. Bellek, bütün sesleri ve kokuları ve ışık ve gölge değişimleriyle birlikte enfes şehri yeniden çağırır. Hatıramdaki şehirde, sokağın güneşli tarafında mı, yoksa gölgeli tarafında mı yürümek istediğimi bile seçebilirim. Bir şehrin niteliklerinin gerçek ölçüsü, ona âşık olmayı hayal edebilip edemediğinizdir.
Bir yapıyı deneyimlerken, onun düzenlenişini bilinçsiz olarak kemiklerimiz ve kaslarımızla taklit ederiz: Bir müzik parçasının haz verecek biçimde hareket eden akışı bilinçaltında bedensel duyumlara dönüştürülür, soyut bir resmin kompozisyonu kas sistemindeki gerilimler olarak deneyimlenir ve bir binanın yapı bileşenleri bilinçsiz olarak iskelet sistemi aracılığıyla taklit edilir ve kavranır. Sütunun ya da tonozun görevini, bilmeden, bedenimizle gerçekleştiririz. Louis Kahn'ın dediği gibi, "tuğla kemer olmak ister" ve bu dönüşüm bedenin mimetik yeteneği sayesinde olur.
Cézanne'a göre "manzara kendini bende düşünür ve ben onun bilinciyim." Bir sanat eseri, bilinçsiz olarak söyleşilen bir başka kişi işlevi görür. Tuhaf bir alışveriş gerçekleşir, biz duygularımızın emeğini ödünç veririz, eser ise bize otoritesini ve aurasını ödünç verir. Sonunda kendimizle eserde buluşuruz.
Reklam
596 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.