Teşkilat'ın Silahşoru Yakup Cemil

İlyas Kara

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
İttihat ve Terakki bir aysbergi andırır. Onun bir de görünmeyen yüzü vardı. Bu bölümün büyük bir kısmını fedai ve militanlardan oluşan kadro tamamlıyordu. "Fedai-i Zabitan" diye de anılan bu kadro ordunun genç, gözü pek subaylarından oluşuyordu. İdealizm ve gönüllülük bu subayların ortak paydasıydı.
Abdülhamid Han'ın tahta çıktığı yıl başkentte yayınlanan 54 gazetenin 47 tanesi yabancıların tekelindeydi.
Reklam
Yakup Cemil, silahlı muhafızların ortasında sorgu odasına giderken hala gururlu ve ağırbaşlıydı. Nasıl olmasındı ki ,o Bab-ı Ali Baskını'nın kudretli yüzbaşısı, Ardahan Fatihi ,Teşkilat'ın silahşörü değil miydi?
Oturmak ve beklemek onun için ölmek demekti.
19. asrın ikinci yarısından sonra kuzgunlar leşe konmakta, itler meydanı boş bulmanın sevinciyle ulumakta, kurtların terk ettiği mekana tilkiler damlamaktadır. Soylu bir ırkın ahfadı, Devlet-i Ebed Müddet'in elini çektiği bu asırlık Türk yurdunda sahipsizdir. Boyunlar bükük, gözler yaşlı, yollar taşlı, sineler yeis ve kin doludur. Yunan, Bulgar ve Sırp komiteleri köşe başlarını tutmuş, ecdat yadigârı yurdu yaşanmaz kılmışlardır. Kimse canından emin değildir. Korku itlere bile sinmiş, onlar bile kendilerini kurtaracak eli bekliyordu. Sandanski, Yovan, Kosta, Agrita, Apostol, Skalidis, Petso, Pirlepe, Istaryalı Kamil Bey, Sarafof çeteleri meydanı boş bulmuş, mezalim üzerine mezalim yapıyordu. Ağaçlarda soluk yüzlü, dilleri yana kaymış, boynu bir yana bükülmüş zavallıların cesetlerine rastlamak alışılmış şeylerdi, sıradan hale gelmişti.
Reklam
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.