Öncelikle ben mi kitabı bitirdim, kitap mı beni bitirdi anlamadım. Kadın olmak o kadar zor ki, okurken bunu içinizde, her noktanızda hissedeceksiniz.
İlk kitapta köle ticareti yapan pislikler tarafından kaçırılan Tess, Q'ya satılmış onunla yaşadıklarıyla zamanla ona aşık olmuş hatta Q'nun onu serbest bırakmasına rağmen, yapamayıp geri ona dönmüştü. Çünkü artık Tess ona aitti. Aynı şekilde Q'da Tess'e.
İkinci kitapta, bu sefer her şey güzel bir şekilde ilerlemeye, yeni hayatlarına alışmaya çalışırken Tess, Q'nun düşmanları tarafından hem de en güvenilir yerden tekrar kaçırılıyor. Ve ne yazık ki hala rüyalarına giren onu ilk kaçıran adamlarca. Ona yaptıkları, yaptırdıkları, her kendine geldiğinde vücuduna verdikleri ağır uyuşturucular, çektiği açlık ile birlikte 17 gün sonra Q ve adamları tarafından bulunuyor. Ama malesef Tess artık eski Tess değil. Kaçırıldığı süre zarfında yaşadıkları, Q'nun onu bulmak için verdiği mücadele, bulduktan sonra eskiye döndürmek için uğraşı, çabası çok etkileyici işlenmiş. Ben cidden beğendim. Kadınların yaşadıkları ise içimde bir yerde hep kalacak. Gerçekten okumak isteyenin okumasını dilediğim bir seri.
Kitabın devamı da varmış. Son sayfada yazar bahsediyor ama malesef çevrilmemiş. Keşke olsaydı okumayı çok isterdim. Bilinçli okumalar dilerim şimdiden.
