Yumuşak olmak, Allah Teâlâ’nın büyük bir nimetidir. Mümin, yumuşak davranır, kolaylaştırır, muhatabını hoşnut kılar. Âdeta uslu bir deve gibidir. Nereye çekersen oraya gider. Nereye de çöktürsen oraya çöker.
Osmanlı devletini mağlup eden müttefik devletler, İsviçre'de Lozan antlaşmasında İslambol'u tekrar Mustafa Kemal'e vermek için ona dört şartı kabullendirdiler.
Müttefiklerin ileri sürdükleri dört şart ise şunlardı:
1 - Hilafet kaldırılacak,
2 - İslâmî şiarlara ve kadınların örtünmesine karşı savaşılacak
3 - Hilafetin tekrar ihyası için bütün çalışmalara karşı savaş açılacak,
4 - Şeriat kaldırıp yerine Batılı ülkelerin kanunları getirilecek.
Maalesef Mustafa Kemal bu şartları kabullendi. Ondan sonra ona Türkiye'yi teslim ettiler. O da planı uygulamaya başladı, hilafeti kaldırıp cumhuriyeti ilan etti, köpeklerini sokaklara saldı, iffetli kadınların elbiselerini yırttı, erkeklerin İslâmî kıyafetlerini yasakladı, öyle ki caddelerde takke giyenler bile mahkemelere sevk edildi.
Türkiye'nin başına birini getirdiler. İslam düşmanları bununla İngiliz askerlerinin Türk ordusunu yararak ve herhangi bir mukavemet görmeksizin yürüyüp Kudüs'ü işgal etmesi hususunda ittifak etiler. Ve ona şöyle dediler: Şayet biz Türkiye'yi mağlup edersek ve ona el koyarsak orayı sana teslim edeceğiz. Fiilen Türkiye'yi birçok komedileri oynattıktan sonra Mustafa Kemal'e terkettiler.
''Ben hangi gün ölümden kaçacağım?
Bana takdir edilmediği gün mü yoksa;
Takdir edildiği gün mü?
Bana takdir edilmediği gün ondan korkmam.
Takdir edilene karşı ise tedbir fayda vermez.''
Hasan el-Benna