Tevekkül Bilinci

Seyyid Kutub

Tevekkül Bilinci Gönderileri

Tevekkül Bilinci kitaplarını, Tevekkül Bilinci sözleri ve alıntılarını, Tevekkül Bilinci yazarlarını, Tevekkül Bilinci yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Çağdaş uygarlığın son derece bayağı olduğu görülecektir.
Bula bula bataklık, sıkıntı, korku, sinirsel ve ruhsal hastalıklar, parçalanmışlık ve korkunç boyutlara varmış geniş bir suç ortamı buldu insanlık... Nitekim, insan varlığının gayesi ve insan hayatının hedefine ilişkin düşünce alanında da herhangi bir ilerleme sağlanamamıştır. Çağdaş uygar insanın zihnindeki insan varlığının gayesi ve insan hayatının hedefi ile ilgili oluşan düşünce ile İslâm düşüncesi arasında bu yönde bir karşılaştırılma yapıldığında; çağdaş uygarlığın son derece bayağı olduğu görülecektir. İnsanın kendisi ve varlık alemindeki konumu hakkındaki düşüncesinin mel'un bir şekilde alçaldığı, değerleri ve istekleri noktasından da gittikçe küçüldüğü gözlemlenecektir.
Bütün bunlara verilecek cevap Kesinlikle hayırdır.
Şüphesiz insanlık, varlık alemindeki güçleri hizmetine sokmak için girdiği mücadeleden büyük başarılar kazanmış, sanayii ve tıp alanında geçmişe göre olağanüstü sayılacak aşamaları gerçekleştirmiş ve bu gidişle de birçok mesafe elde edebileceği kesindir. Ancak, bütün bunlar onun hayatına nasıl bir etkide bulundular? Ruhsal hayatı üzerindeki etkisi ne oldu? Acaba mutluluğu bulabildi mi?... İnsanoğlu tatmin olabildi mi?.. Barış sağlandı mı?.. Bütün bunlara verilecek cevap: Kesinlikle hayırdır.
Reklam
İnsanlık bugün bu sapık düzen ve metodların elinden çekeceğini çekmiştir.
Geldiği gün insanlığın iyiliği için gelmiştir bu metod. Aynı şekilde bugün, yarın bu metodun hükmetmesi için çaba sarfeden davetçiler de insanlığın iyiliğini istemektedir. Fakat durum bugün daha bir önem arzetmektedir. İnsanlık bugün bu sapık düzen ve metodların elinden çekeceğini çekmiştir. İnsanlığın hayatında yüklendiği rolü yerine getirmesi ve bir kez daha insanlığı kurtarabilmesi için bütün özelliklerini koruması gereken İlâhi metoddan başka bir kurtarıcı yoktur.
Kendine özgü belirgin özellikleri bulunan bir metoddur
İslâm bir hayat metodudur. Gerek itikadi düşünce açısından, gerek hayattaki bütün ilişkileri düzenleyen kanunlar açısından ve gerekse siyasî, ekonomik ve toplumsal ilişkilerin dayandığı ahlâki kurallar açısından kendine özgü belirgin özellikleri bulunan bir metoddur. Ve bu metod insanlığa önderlik için gelmiştir. O halde insanlığa önderlik yapabil- mesi için bu metodu hayatında tatbik eden bir kitlenin varlığı kaçınılmazdır. Daha önce söylediğimiz gibi bu kitlenin, herhangi bir konuda kendi hayat metodundan başkasına başvurması önderliğin tabiatıyla çelişmektedir.
Hangi din den söz ediyoruz.
Bizler, bütün samimiyetimizle Kur'an ve hadis anlayışımızı müsteşriklerden ya da talebelerinden alıyoruz. Bir de bakıyoruz ki varlık ve hayat hakkında felsefemizi ya da düşüncelerimizi şundan bundan veya Yunan, Roma, Avrupa ve Amerikan felsefe ve filozoflarından almışız. Ya da hayat düzenimiz, yasalarımız ve kanunlarımız o kaynaklardan gelme. Bakıyorsunuz ki, tavırlarımız, davranışlarımız ve ahlâkımız İslâm ruhundan soyutlanmış ve madde uygarlığının zirvesi bu kokuşmuş bataklıktan alınma... (Hangi din den söz ediyoruz?).. Sonra da vallahi aynen böyle kendimizi müslüman zannediyoruz. Bu zannın günahı açık küfürden daha ağırdır. Çünkü biz, müslümanlık iddiasında bulunmayanın yaptığından daha fazla bu dini zayıflatıp ona kötü örnek oluyoruz.
Bu da apaçık küfürdür.
İşte (onlar) ehl-i kitap ve işte Resulullah'ın inanç, düşünce, şeriat ve metodla ilgili bir konuda onlara başvurma hususundaki tavırları. Bununla beraber, İslâm'ın ruhuna ve hedefine uygun olduğu sürece, imanî metoda bağlı kalındığı, bilinç açısından, yüce Allah'ın bunları insanoğlunun hizmetine verdiği idrak edildiği müddetçe, amacı bakımından da insanlığın iyiliği, güvenliği ve refahı uğruna kullanıldığı, bilgi ve kâinattaki güç ve enerji kaynaklarını hizmetlerine verdiği için yüce Allah'a kulluk yapmak ve bu bilgiyi insanlığın iyiliğine kullanmak suretiyle şükredildiği müddetçe inanç, düşünce, şeriat ve metod gibi konuların dışında, teorik ve pratik olarak pozitif bilimler gibi bütün insanlığın her türlü çabasından yararlanmanın herhangi bir sakıncası yoktur... Ancak, imanî düşünce, varlığın yorumu, insan varlığının gayesi, hayat düzeni ve yasaları, ahlâk ve gidişat metodu gibi konularda insanlara başvurmak... Evet, Resulullah'ın rengini değiştiren ve yüce Allah'ın müslüman ümmeti sonucundan sakındırmasına sebep olan bu konuların en basitinde bile onlara başvurmaktır. Bu da apaçık küfürdür.
Reklam
108 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.