Oryantalist Lion şöyle diyor:
"Uzerinden 14 asır geçme- sine rağmen üslubunun değerini koruyup daha dün in- dirilmiş gibi taze ve yeni olması şeref ve yücelik olarak Kur'ân'a yeter."
SORU: Niçin biz de bu zamanda Kur'ân'in belagat ve fesahatini önceki Araplar gibi idrak edemiyoruz?
CEVAP: Çünkü Kur'ân, onların lehçeleriyle inmiş ve onu anılıyorlardı. Biz ise Kur'ân'ın kullandığı o fasih Arapçadan uzaklaşmış birçok kelimelerini zorlukla anlıyoruz. Fakat Arap dilini öğrenip, dilin yapısına hâkim olanlar, Kur'ân'ı okuduk- lan zaman ondaki belagatin beşer sözü üstü bir belagat olup, ancak tüm güç ve yetenekleri yaratan Allah'ın sözü olabileceğini anlarlar. Ancak bununla birlikte bilgili ve bilgisiz olan herkesin fark edebileceği ve insanların sözlerinden farklı olan Allah kelâmı olduğunu bildiren alâmetler ve özellikler vardır.
Yaratıcısının kim olduğunu bilmeyen, kördür; niçin yaratıldığını ve varlığının hikmetini bilmez. Hayatı sona erer. Niçin yaşadığını ve ölüp dünyadan göç ederken bile dünyaya niçin geldiğini bilmez.
Müslümanların temel problemlerinin ekonomik veya siyasal olmaktan çok, inanç zaafından kaynaklandığına inanıyorum. Zira, akidenin hem ekonomi hemde yönetim üzerinde olumlu ve olumsuz etkisi muhakkaktır...