Günümüz demokratik toplumlarda da hakimiyetin/egemenliğin halka ait olduğu israrlı şekilde vurgulanarak halk ilâhlaştırılır. Ancak aslında bu, gerçekte kendi ilâhlıklarını gizlemek isteyen ileri gelenler'in (tağutların, yöneticilerin, zenginlerin, hatta sanatçıların) oluşturdukları yapay bir sığınaktır. Sahte biçimde ilahlaştırdıkları halkın adına kendileri hüküm koyarak, işlerini yürütürler. Buna da halkın kendi kendini (temsilcileriyle) yönetmesi diyerek halkı aldatmaya ve tağutluklarını devam ettirmeye muvaffak olurlar.
Bu da göstermektedir ki, insanlar için düşünce ve yaşantılarının temelini oluşturan her sistem, inanç veya felsefe, din ismini almasa dahi, gerçekte birer din’dirler.
Bir gün kıskanç fakihler inkâr ve inatları sebebiyle Mevlâna'dan "Şarap helal mıdır veya haram mı?" diye sordular. Onların maksadı Şemseddin'in (Şems-i Tebrizinin C.V'nin notu) şerefine dokunmaktı. Mevlâna kinaye yolu ile "İçse ne çıkar, çünkü bir tulum şarabı denize dökseler, deniz değişmez ve denizi bulandırmaz. Bu denizin suyu ile abdest almak ve onu içmek caizdir. Fakat küçücük bir havuzu, şüphesiz bir damla şarap pisletir. Böylece tuzlu denize düşen her şey tuz hükmüne girer.Açık cevap şudur ki, eğer Mevlâna Şemseddin şarap içiyorsa, her şey ona mübah olur. Çünkü o deniz gibidir. Eğer bunu senin gibi bir kahpenin kardeşi yaparsa, ona arpa ekmeği bile haramdır." buyurdu."(Eflakî 2/94)
"Allah rahmeti yüz parçaya böldü, doksan dokuz parçasını yanında alıkoydu ve yeryüzüne bir parçasını indirdi. Bu bir parça rahmet sebebiyle mahlukat birbirlerine merhamet eder de kısrak yavrusunu emzirirken, ona değmesin diye ayağını yukarı kaldırır."
"Aman yarabbi! İnsanlara ne oluyor da Kur'ân âyetlerinden, vahiyden yüz çevirip, Kur'ân'ın bilgi hazinelerinden ilim almaktan vazgeçiyorlar? Basiretlerini aydınlatmayı, canlandırmayı niçin terkediyorlar? Fikirce, bir kısım görüşlerden çıkarılan sözlerle (düşüncelerle) yetiniyorlar; bu görüşlerden dolayı aralarındaki bağları koparıyorlar, birbirlerini aldatmak için yaldızlı fikirler atıyorlar. Böylece de Kur'ân'dan uzak kalıyorlar."
İbn Kayyım el-Cevziyye(Rh)