Tevhidin Hakikati

Yusuf el-Karadavi

Tevhidin Hakikati Posts

You can find Tevhidin Hakikati books, Tevhidin Hakikati quotes and quotes, Tevhidin Hakikati authors, Tevhidin Hakikati reviews and reviews on 1000Kitap.
Sahih bir hadiste Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'den şöyle rivayet edilmektedir: "Benim ve benden önceki peygamberlerin söylediği en faziletli söz "lâ ilahe illallah' tır."
Sayfa 30 - Nida Yayıncılık
Şirkin toplum ve fert üzerinde çok büyük zararları vardır ki bu zararların en önemlileri şunlardır:     1 - Şirk İnsanlık İçin Zillettir Şirk, insanın şerefinin zelil olması, yüceliğinin ve makamının düşmesidir. Allah (c.c.), insanı yeryüzünde halife kıldı, onu yüceltti, ona tüm varlıkların isimlerini öğretti, yeri ve göğü onun için yarattı ve bu evrende olan her şeyi onun emrine verdi. Ama insan bunun değerini bilmedi; evrende, karşısında eğileceği, tapacağı ve secde edeceği ilahlar edindi. "Gece ve gündüz, güneş ve ay O'nun ayetlerindendir.Eğer Allah (c.c.) 'a ibadet etmek istiyorsanız, güneşe de, aya da secde etmeyin. Onları yaratan Allah (c.c.)'a secde edin. " Milyonlarca insanın, Allah (c.c.)'ın, canlıyken kendilerine hizmet etmesi, kesildiğinde ise yemeleri için yarattığı ineğe tapmalarından daha zelil ne olabilir ki! Ama görüyoruz ki inek mukaddes bir mâbud! İşte bundan dolayı Kur'an-ı Kerim, şirkin, kendisine inananı nasıl rezil ettiğini bize şöyle tasvir ediyor: "Allah'ın birliğini onaylayan kimseler olunuz, O'na ortak koşmayınız. Kim Allah'a ortak koşarsa sanki gökten yere düşmüş de kuşlara yem olmuş ya da rüzgâr tarafından sürüklenerek ıssız bir köşeye atılmış gibi olur"
Reklam
Tarık b. Şihab (radıyallahu anhu)'dan rivayet edildiğine göre, Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Bir adam, bir sinek yüzünden cennete girmiş; başka bir adam da bir sinek yüzünden ateşe girmiştir." Sahabîler, "Bu nasıl olur ey Allah (c.c.)'ın Resulü?” diye sordular. Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem), "İki adam, putlara tapan bir kavmin içinden geçtiler. Onlar, putlara kurban kesmeden kimseyi geçirmiyorlardı. Bu iki adamdan birine, 'Kurban kes.' dediler. Adam, 'Kurban kesecek bir şeyim yok.' dedi. Adama, 'Bir sinek bile olsa kurban et.' diye ısrar edince, adam bir sinek kurban etti ve böylece cehenneme girdi. Diğer adam ise, 'Allah (c.c.)'tan başkasına bir şey kurban etmem.' dedi. Adamın boynunu vurdular ve cennete girdi.”buyurdu. Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem), mümin adamı övmüş ve cennete gireceğini bildirmiştir. Çünkü o ölüme sabretmiş ve Allah (c.c.)'tan başka kimseye bir şey kurban etmeye razı olmamıştır. Çünkü dâva, her şeyden önce prensip meselesidir. Allah (c.c.)'tan başkasına sinek kurban eden, daha sonra deve kurban etmeye çok yakındır. İslâm'ın, tevhid inancına sahip olmayı ve şirkten uzak durmayı önemsediğindendir ki Allah (c.c.)'tan başkası adına kesilen yerlerde kurban kesilmeyeceğini emretmiştir.
İşte bundan dolayı Kur'an-ı Kerim, ehl-i kitabın şirk içinde olduklarına hükmetmiş ve onlara "müşrikler" adını vermiştir. Çünkü onlar haham ve rahiplerine kanun koyma hakkı tanımışlardır ve onlara helal ve haram kıldıkları konularda itaat etmişlerdir. Kur'an-ı Kerim, bunu Meryem oğlu Mesih'e ibadet etme ile bir tutmuştur. Allah (c.c.)
Allah (c.c)’tan Başkasını Kanun Koyucu Kabul Etmek Büyük Şirktir Yine birçok insana gizli gelen büyük şirkten biri de Allah (c.c)'tan başkasını kanun koyucu ve hakem kabul etmektir. Başka bir deyişle, bazı insanların kendileri ve başkaları için mutlak kanun koyma hakkını herhangi bir ferde veya cemaate vermesidir. Allah (c.c.)'ın izin vermediği ve O'nun şeriatına ters düşen bir şekilde onlar için dilediklerini helal ve haram kılarlar. Onların sistemlerini ve kanunlarını belirlerler. Yahut onların metot ve fikirlerini yerleştirirler. O insanlar da sanki isyan edilmeyip itaat edilmesi gereken ilahî bir şeriat veya semavî bir hükümmüş gibi kendileri için belirlenen ve yasalaştırılan o şeylere tâbi olur ve itaat ederler. Yarattıkları için hüküm koymak sadece Allah (c. c.)'ın hakkıdır. Onları yaratan, rızıklandıran ve gizli-açık tüm nimetleri onlara bahşeden O'dur. Onlara sorumluluk yüklemek, emretmek, yasaklamak, helal veya haram kılmak sadece Allah (c.c.)'ın hakkıdır. Çünkü insanların rabbi, maliki ve ilahı O'dur. O'nun dışında hiç kimse rububiyete, mülke ve ulûhiyete sahip değil ki onun hükmetme ve yasa koyma hakkı bulunsun. Dünya, Allah (c.c.)'ın yurdudur. Bu yurttaki bütün insanlar O'nun kuludur ve sorumluluğu altındadır. Bu yurdun lideri ve hâkimi Allah'tır. Sadece O hükmeder, yasa koyar, helal ve haram kılar. Yönetilenlere ise dinlemek ve itaat etmek düşer. Bir memleketteki fertlerden biri, kanun koyma, yasaklama, helal veya haram kılma hakkı olduğunu iddia ederse; Hâkim'in kullarının bazılarını Allah (c.c.)'ın hükmünde O'na ortak koşmuş olurlar, yalnızca Allah (c.c.)'a has olan hüküm koyma ve yönetme konusunda O'nunla çatışmış olurlar.
Tevhid, kişiye güven ve itminan verir. Şirk toplumunun musallat olduğu korkuya uğramazlar. İnsanların kendi kendilerine ürettikleri korkuların; rızık korkusunun, ölüm korkusunun, nefis korkusunun, çocuk ve aile korkusunun, insan korkusunun, cin korkusunun ve ölümden sonrasından korkmanın yollarını kapatır.
Reklam
Geri19
99 öğeden 91 ile 99 arasındakiler gösteriliyor.