Yahudi bir ailenin kızı olan Anne'nin günlüğü savaştan sonra insanlarla paylaşılmış. Bu sayede onun hikayesini öğreniyoruz. Anne günlüğü ile bizlere korkularını, arayışını, büyüyüşünü bırakmış. Bu dünyaya bir iz bırakmış, tıpkı istediği gibi.
Sekiz kişi, gizli bir bölümde saklanıyorlar. Küçücük bir evde, korku ve gerginlikle savaşın bitmesini bekliyorlar. Insanlar ölürken, tutuklanırken bulunmamak için dua ediyorlar. Yaşayabilmeyi umut ediyorlar. Savaşın sonunu bekliyorlar.
Anne, küçük bir kız. Hayalleri olan, yaşamayı isteyen binlercesinden biri. Mavi gökyüzünü, parlayan yıldızları göremeden aylarca yaşayan, yarınları görebilmek için saklanan bir kız...
Anne hissetmemesi gereken korkuları hissetmiş, cesur bir yürek. Dünyayı görmek isterken, bir insanın görmemesi gereken şeyleri görüp gidiyor bu dünyadan. Bu gerçek yaşam öyküsü ile bir kez daha anlıyoruz ki hayat acımasız, insanlık da kayıp..