Distopik romanlara tutkun biri olarak, bunun okuduğum en gerçekçi, yalın ve umut dolu roman olduğunu söyleyebilirim. İnsanın başına gelen felaketlere nasıl kayıtsızca adapte olduğuna, kayıpların ardı arkası kesilmedikçe bunları nasıl normalleştirdiğine, aşka, çocuk özlemine ve anneliğe dair nefes kesen bir anlatı.
Yazarın anlatımının duruluğuna, hisleri aktarırken kullandığı dolambaçsız dürüstlüğe değinmeyeceğim bile, tüm bunlar zaten bu yazara hayran olmamın başlıca sebepleri çünkü. Bu yazar ile henüz tanışmadıysanız çok şey kaçırıyorsunuz.