Bir şiir kitabı nasıl incelenir, bilmem ben...
Şair masaya nasıl yatırılır, hiç bilmem.
Okuduklarım, hissettiklerim üzerine birkaç kelâm edebilirim belki...
Şair delirmiş!
İlk tespitim budur. İlk okuduğum kitabında da böyle hissetmiştim; her kitabında daha çok böyle hissediyorum.
Çok uç söylemler,
İnanılmaz tanımlar,
"Bulutlar kuşların konuşma balonudur." gibi âşık olunası bakış açıları ile sarsılabileceğiniz, eğer siz de şiir yazıyorsanız "Tanrım bu benim aklıma neden gelmedi!" deyip hasetlenebileceğiniz şahane bir dünyası var Küçük İskender'in...
Eğer aşkı ve duyguları sadece olağan iki cins arasında yaşanabilecek bir şey gibi algılayan, insanca değil de kadınca ya da erkekçe gören sığ bir bakış açısına sahipseniz; aksine tahammül edemiyorsanız, birçok şiirinden uzak durmanız gerekir...
Birçok şiiri terminolojik öğeler barındığından başka bir ekranda google açmak caizdir diyorum ben... Bilmemek değil de öğrenmemek ayıp zira...
Ne diyebilirim başka bilemiyorum.
Şairler ölümsüzdür.
Şiirler yaşatır...
Şiir söz söylemenin en ince ve en güzel şeklidir, şair en güzel söz sanatçısı...
Küçük İskender kelimeleri, anlatımları, duyguları, hoyrat bir heykeltıraş gibi işlemiş...
Öyle işte...