284-813 Avrupa Hunları, Ak Hunlar, Sabirler, Avarlar, Bulgarlar, Hazarlar

Theophanes Confessor’ün Kroniğinde Türkler

Hatice Aydın

Quotes

See All
Bir alıntıya bu kadar üzüleceğim aklıma gelmezdi
Dönemine damga vuran bu kararı, siyasi ve sosyal sebeplerden dolayı almış olan Boris Han, Tuna Bulgarları'nı içte ve dışta sarmalayan Hıristiyan dünyasıyla bütünleşmenin pek çok bakımdan faydalı olacağını düşünmüştür. Bu tarihten sonra eski Gök Tann dinini ve kültürünü bir kenara bırakan Tuna Bulgarları, Türklüklerini bütünüyle kaybetmişler ve Bizans-Slav kültürü çerçevesinde bir Slav unsuru haline gelmişlerdir. Türkçe "han" unvanı da Boris'in haleflerinden Symeon (Simon) (893-917) tarafından, Slav tabiri olan "çar"a çevrilmiştir. Böylece Tuna Bulgar Devleti'nde çarlık dönemi başlamıştır
Önceki ve yeni gelişmeleri karşılaştırarak stratejiler geliştiren Diocletianus, impa- ratorluğun devâsâ yapısını da göz önünde bulundurarak Tetrarkhia (Dörtler Erki) sistemini oluşturmuş ve devlet yönetimini köklü bir şekilde yeniden yapılandırmış, ayrıca sivil güçle askerî gücü tamamen birbirinden ayırmıştır. Bahsedilen yeni dörtlü yönetim sistemine göre imparatorluğun doğusunda ve batısında birer augustus (imparator), bunların altında da birer sezar bulunacaktı ve augustuslar 20 yıl görevde kaldıktan sonra iktidardan çekilecek ve yerlerini sezarlara bırakacaklardı.
Sayfa 3 - 50 yıllık bunalımdan sonra 284 yılında imparatorluğa geçen Diocletianus’un yönetim sistemi değişikliğiKitabı okudu
Reklam
Daha sonra papa Attila'ya diz çökecektir.
Rua'nın ölümü üzerine güçlü bir düşmandan kurtulduklarını düşünerek sevinen Bizanslılar, tam aksine Rua'yı gölgede bırakan Attila ile karşılaşacaktır. Rua'nın ölümü ile rahat bir nefes alacaklarını düşünen Bizanslılar, Attila'nın kuvvet ve cesaretini gördüklerinde hayal kırıklığına uğramışlardır. Müzakereler için derhal harekete geçen Attila, Margus (Günümüzde Orasje-Dobruca) şehrinde. Plinshas başkanlığındaki Bizans elçilik heyetine barış koşullarını kabul etirmiştir.Görüşmede Attila atından inmemiş, Bizanslılar da protokol gereği Hunların karşında küçük düşmemek için at üzerinde kalmışlardır. Müzakereler ve "Margus Barışı" adı ile anılacak olan bu antlaşma, taraflar atlarının üzerinde iken halkın gözleri önünde gerçekleşmiştir (434)".
Hâkimiyet altına aldığın ırk tarafından asimile edilmek
İki yıllık bir mücadelenin ardın Bizans İmparatorluğu'na üstün gelen Bulgarlar, bölgede bulunan Slavlar'ı kendilerine bağlamışlar ve onların bir kısmını Bizans, bir kısmını da Avar sınırlarının gözetimi ile görevlendirmişlerdir.
İstanbul’un isimlerine kısa bir bakış..
Byzantium: Bizantiyum. Bizans İmparatorluğu başkenti Konstantinopolis'in, bugünkü İstanbul'un bilinen ilk adıdır. Konstantinopolis adını alana kadar şehir bu isimle anılmıştır. "İstanbul" adının tarihî seyrine kısaca bakıldığında, Grekçe "şehirde" anlamına gelen Stambóli - Stembóli (n) - Stimbóli (n) kelimelerinden Osmanlı Türkçesi'ne Stambol şeklinde geçmiştir. Ayrıca bir halk etimolojisi olarak düşünülen ancak aslında şehri fetheden Sultan II. Mehmet tarafından yapılan "İslâm'ın bol olduğu yer" anlamındaki İslâmbol şeklindeki benzetme de bu yerin adı olarak kullanılmış hattâ XV. yüzyıl kayıtlarında da görülmüştür
“Atalarımızdan yadigâr olarak yalnızca geniş ülkeler değil, hürriyet ve istiklâl de kalmıştır. Bu kıymetli emanetlerin hafife alınması millî ihanet sayılacaktır!" Hun Hakanı Çi-çi Tanhu
Reklam
Bahsettiğimiz gibi Bizans'ın donanma filosu, Gizerich'in elçilerinin ve İmparator'un kumandanlarının gelmesi için Sicilyada beklerken Attila Trakya'yı istila etmişti. Kendisi bir İskit olan Moandios'un oğlu Attila, cesur ve mağrur bir kişi idi.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.