Fransızlar ! Almanlar! Tüm kardeşler ! Benzerisiniz birbirinizin !
Ve özellikle kurban edilenlersiniz ! Zorla benimsetilen yalanların kurbanları ! İçinizden hiçbiri kendisinin tıpkısı olan başka emekçi lerin kurşunlarına hedef olmak için isteyerek ayrılmadı karısından, çocuklarından, evinden, fabrikasından, işyerinden, tarlasından !
Aynı ölüm korkusu var içinizde ! Aynı "adam öldürme" tiksintisini duyuyorsunuz! İnsan yaşamının kutsal olduğu inancı hepinizde aynı. Savaşın akıldışı olduğunun bilincindesiniz hepiniz. Hepinizin içinde bu karabasandan kaçma, karınıza, çocuklarınıza, evinize, işinize, özgürlüğe, barışa kavuşma isteği var! Ama yine de bugün, karşı karşıyasınız, namlularınıza mermiler sürülmüş, ilk işarette budalaca birbirinizi öldürmeye hazırsınız. Birbirinizi tanımadan, aranızda hiçbir kin nedeni yokken, hatta, neden sizi katil olmaya zorladıklarını bilmeden !
“Ne olursa olsun” dedi Antoine içinden, “inançları uğruna kendilerini ölümün kucağına atanlar hakkında hüküm verme hakkını kazandıracak hiçbir şey yapmış değilim ben… Olanaksızı deneme cesaretini gösterenler hakkında…”
Hükümetlerin, halkları köleleştirmek ve boğazlatmak için değil, onlara hizmet etmek, onları korumak ve mutlu kılmak için iktidara geldiklerini unutuyor musunuz?