"Bizi istirahat etmek paklar," dedi Harris.
"İstirahat ve esaslı bir değişim," dedi George. "Beyinlerimize öyle yüklenmişiz ki bünyemiz depresyona yenik düşmüş. Mekân değişikliği ve zihnimizi meşgul eden şeylerden uzaklaşmak akıl sağlığımıza ilaç gibi gelecek."
George, Harris, anlatıcımız J. ve köpekleri Montmorency meşhur Thames nehrinde iki haftalık bir geziye çıkmaya karar verir. Kahramanlarımız öyle yorgun öyle hastalar ki, saymakla bitmez dertleri vardır ve kendilerini ancak böyle bir tatil toplayacaktır. Aslında hepimizin şöyle uzun bir tatile ihtiyacı var ama malum hayat buna izin vermiyor.
Yolculuğa hazırlık aşamasını, yolculukta başlarına gelenleri, geçmişte yaşadıkları olayları, kayıkla yapılan geziler, kürek çekme, çekme halatı, yelkenle geziler, salla verilen mücadeleler hakkında bilgileri ve İngiltere hakkındakı bazı tarihi bilgileri, geçtikleri yerler hakkındaki önemli ayrıntıları öyle tatlı tatlı anlatıyor ki Jerome kitap hiç bitmesin istedim. Okurken çok eğlendim, genellikle gülümseyerek okudum kitabı. The Guardian tarafından tüm zamanların en iyi yüz romanı içinde gösterdiği Bir Kayıkta Üç Kafadar güzel vakit geçirmek için ideal bir kitap.
"Hep böyle dünyanın hayhuyundan, kötülüklerinden uzak kalsak; akıllı uslu, huzurlu, mutlu mesut yaşayıp gitsek ne olur ki?"
Mutlu mesut yaşamak mümkün mü bu dünyada pek emin değilim. Ama biz en azından kitap okuyarak mutlu olduğumuz için şanslıyız diye düşünüyorum. Bir Kayıkta Üç Kafadar'ı da herkese tavsiye ediyorum.
