Ay lav Yu Yaprak :) Şekil şükül bir roman olmuş,oldukça rahatsız edici..
Şimdi ben buraya ne yazarsam yazayım olmayacak,ama bu konuyu anlattığın için, bu kadar güzel bu kadar bizden aktardığın ve gösterdiğin için çok kalp.
Yaprak Öz gerçekten bir yerlere dokunan bir yazar, geren,ürküten ve rahatsız eden.
Her kitabını okuyun sırayla ama :) o zaman anlayacaksınız ne demek istediğimi.
Çok sürükleyici bir roman.
Hepimiz hayatında kendisi, çocuğu, sevdiği, tanıdığı ya da herhangibirşey için korktuğu şeylerden biridir "ensest ilişki". Böyle birşeye maruz kalma düşüncesi bile buz gibi terler döktürürken bunu yaşamak tarif edilemez olmalı herhalde.
Kitabı okurken sinirden deli oldum. Huzursuzluk diz boyuydu.
Akıcı, düşündürücü ve gerçekleri suratına çarpan bir kitap...
"Çocuklar herşeyi büyüklerden daha iyi hissediyor ve farkediyor"
Okuyun
Sevgi'yle :)
Ancak bu kızı gerçekten tanıyan hiç kimse yokmuş. Hiç kimse... Kız sonsuz güzellikteki bir gül bahçesinde, yağmur sonrası yaprakları ışıldayan güller gibiymiş ama yapraklarında biriken yağmur damlaları değil gözyaşlarıymış.
Aile içinde yaşananlar sır olarak mı kalmalı yoksa gün yüzüne mi çıkartılmalı? Özellikle çocukların mazur kaldığı yakın akraba ilişkilerinde...
Yazar zor bir konuyu ele alarak sade ve akıcı yazım dili ile, kurgudaki geçişleri derinlemesine bağlayarak okurun merakını üst düzeyde tutmayı başarmış. Güvensizlik duygusunu, korkuyu, aile içinde yaşanan ve bir türlü kimse ile paylaşılamayan sırların, hayatları nasıl alt üst ettiğini ve sonuçlarının ürkünçlüğüne ışık tutmuş...
Begüm yeni başladığı hayatının öncekinde daha huzurlu ve rahat olacağını düşünerek yanıldığını fark etmesinin uzun sürmeyeceğini bilmeyerek, kızı Ada'nın okulunda gönüllü olarak kütüphane sorumlusu olmaya karar verir. Kütüphaneyi düzenlerken bulduğu mektuplar onu derinden etkiler ve bu mektupların kime ait olabileceğini araştırmaya başlar...
Begüm, Ada'nın arkadaşlarıyla kurduğu dostlukla; 1950'li yıllara ait mektupların sahibine çok yakın olduğunu ve mektupta yazan sırrı çözmek için arkadaşlarının da desteğini alması gerektiğini düşündürür...
Olayların geldiği nokta da ise çocukların hayatı tehlikededir. Begüm ise kanıt bulmak için uğraşmaktadır. Hesap edemediği ise bu sırrın kendi ailesine ne kadar zarar verebileceğidir...
Soluksuz merak içinde, tüylerim ürpererek okudum. Aile içinde olan ve gün yüzüne çıkan sır sizleri de derinden etkileyecek...
Yine en yıldızlısından 10 verdiğim bir kitap daha ...Yazarımız günümüzde yaşanan toplumsal bir konuya değinmiş.Ne olduğunu söylersem hiç bir anlamı kalmaz .Konumuza gelecek olursak ; Eşinden ayrıldıktan sonra kızı Ada'yla yaşamaya başlayan Begüm, hem kızına yakın olabilmek için hem de zamanını değerlendirmek için kızının okuduğu okulda kütüphane görevlisi olarak işe başlar.Kütüphaneye bağışlanan kitapların arasından yıllar öncesine ait mektuplar bulur. Bu mektuplar sırlarla doludur ve yarım kalmış ya da eksik gibidir. Merakına yenik düşüp okuduğu mektupların sahibini tanımasa da yakın bir zamanda tanışır. Daha sonrasında olaylar nasıl ilerliyor nasıl akıyor tahmin bile edemezsiniz.O kadar akıcı ki elimden bir an olsun bırakmak istemedim. Kitap bitti ve kalbim hala hızlı atıyor. Ellerim titriyor... Psikoloji gerilim türünde kitapları seviyorsanız ve sırlarla aranız iyiyse bu ailenin ve çevresindekilerin neler yaşadığını merak edersiniz diye düşünüyorum. Sevgili @yaprika seninle bu kitapla tanıştım ve hayatına dahil olmak hoşuma gitti. Kalemin hiç bir zaman sönmesin hep yaz .. Biz de okuyalım.. sevgiler..
Sevgili kalemdasim Yaprak Öz'un kaleme almış olduğu bu güzel kitabi bir günde soluksuz okuyarak bitirdim. Yazarin yalin bir dil ile çok güzel cumlelerle ifade ederek yazdığı bu kitabi okurken büyük keyif aldim. Ama tabi ki kurgunun icindeki dram da üzülmeme sebep oldu. Hikayede Begüm ile kızı Ada'nin başına gelen olaylar herkesin başına gelebilecek cinsten üzücü bir hikayeye odaklı. Begüm eşinden boşanmış genç ve güzel bir kadındır. On beş yasindaki kızı Ada ile kendine yeni bir hayat kurmuş, cesitli gazete, dergi ve yayınevlerinde çevirmen ve editör olarak da işe başlamıştır. Evinden çalışmakta ve bundan da mutluluk duymaktadir. Boş zamanlarinda da kizinin okuduğu okulun kütüphanesinde gönüllü çalışmaktadır.Bu aşamada hayat onlara tatli tatli tebessum ederken, Begüm'un eline kütüphanede geçen ve 1950 yillarindan kaldığı anlaşılan bir deste mektup, hayatlatinin akışını tamamen tersine cevirir. Mektuplarda bahsedilen sır, Begüm'un ilgisini çekmekte gecikmez ve mektubun sahibini bulmak için büyük bir istek duyar. Mektuplarin sahibi ise, hiç ummadığı bir anda aniden karşısına çıkar. Hikaye artik buradan itibaren derinlik kazanmaya ve sinirlerinizi de ziplatmaya başlar.
Bir an bile heyecanını kaybetmeyen bir kitap. Tam anlamıyla geriliyorsunuz gerçekten okurken. Üç kuşak süren saplantılı bir ilişki anlayışı ama topluma kendisini saygın gösteren bir adam. Sonu tahmin edilemeyecek şekilde gerçekten ustaca kurgulanmış. bence okunmalı.