İkinci ciltte bir yandan Tom Jones in başına gelen talihsiz olaylar anlatırken, diğer yandan sevdiği kadın Sophia nin babasının kendisini istemediği biriyle zorla evlendirme çabalarına karşı evden kaçışı ve Londradaki yaşamı anlatılır.
Sophia varlıklı,güzel,erdemli ve dindar bir kadın olarak karşımıza çıkar. Istemediği biriyle evlenmek istemeyen Sophia nin bu tavrı o dönem açısından büyük 'ahlaksızlık' olarak kabul edilse de, inatla bu durumu kabul etmeyerek babasına karşı tavrını sürdürür. "Fielding'e bakılacak olursa, salt para çıkarlarını gözeterek kızını evlendiren bir baba, onu yasal yoldan düpedüz fuhuşa zorlamaktadır. Sırf para uğruna bir kadınla evlenen, Biitil gibi bir erkek de , yasal yoldan o kadının servetine el koymak isteyen bir hırsızdan başka bir şey değildir."
Fielding Tom Jones'da, evliliğe böyle bir açıdan bakan kendi çağına hiç çekinmeden meydan okumaktadır. Bir tabu olarak kabul edilen bu ahlak durumunu alaya alıp, olabildiğince eleştirir. Kitabın sonunda da sevenlerin kavuşması, evlenmesi ve Sophia'nin mücadelesinin zaferle sona ermesi, dönemin yazarları için 'ahlaksızlığın ödüllendirilmesi' olarak eleştirilir.
Dünyanın ilk gerçekçi romanı olarak kabul edilen, baştan sona neşeli bir hiciv tadında süren bu aşk romanını mutlaka okumanızı tavsiye ederim...