O kahraman beden zihninde sıradanlaştıkça, senin kendince yarattığın ülkenin sokaklarından gelip geçen ve zamanla etkisini yitiren, anılar biriktirdiğin herhangi biri olacaktır.
Konuşmadan söylemek ister bazen insan, kim, hangi lisan ile konuşmak isterse. Bazen birden bir bakışa takılır gözlerin ve o an emin olursun sevildiğinden, arzulandığından, özlendiğinden, nefretten, kızgınlıktan. Bazen birinin ellerini izlersin ve bir sürü cümle oluşturursun gördüklerinden; utangaç, heyecanlı, gergin, şefkatli,arzulu,tutkulu ya da hassas. Bazen de eller veda eder, eller merhaba,der. Bedenle anlatılan, ruhtan sızıntılar olur bazen. İşte o zaman konuşmadan söylersin her şeyi.
Giden daima suçlu değildir .Temiz anıları kirletmemek için gider bazen hatta kötü diye anılacak anılar biriktirmemek için gitmeli aşkın terk ettiği biri.Gidiyorum..
Aşk;Karanlığın olmadığı ,bitmeyen bir gündüzdür. Güneş daima sıcak ,sevecen ve aydınlatıcıdır.Gün hep aydınlıktır . İçinde bir sürü rengi ve kokuyu barındıran derin bir ormandır.Huzuru ve dinginliği hissettiren denizdir.Dünyanın her bir zerresi ile tanımlanabilir aşk çünkü dünya da aşkın eseridir.
Büyümek bizim evde bedenen yapılan bir faaliyet değildi "Önce zihin büyüsün ve ardından hayaller ,beden sadece insan kılıfıdır ve çapının nasıl göründüğünün bir önemi de yoktur "inanışıyla büyütüldüm . Kirli ve sakil görünmemek için bedene çeki düzen verilir elbette ama asıl derli toplu ve derin bir güzellikte olması gereken beyindir.
tüm fırtınalara rağmen yılmadan hayatımızı renklendirmekten vazgeçmeden, duruşumuzu bozmadan, insanlığımızı değiştirmeden , başkalaşmadan, benzeme hevesi olmadan yaşıyorsak, insan olmanın hakkını veriyoruz demektir.