Yeni sağılmış sütlerin tadına varıyorum,
Göğüslerinin arasındaki o esmer çukurdan akıyor kanım...
Kimsenin girmediği ıssız ormanına dalıyorum senin,
Bir kaplansın!.. Ben önünde can çekişen hayvan.
Bir yılanın süzülüşünü duyuyorum karanlık çalılardan,
Gerinen kasıklarında büyüyor bu ipeksi koku
Elime değen zehir...
Dokununca pul pul dağılacak,
Gece gündüze, kılıç kınına kavuşacak...
Yaprağa düşen ateş nasıl tutuşturursa ormanı,
Ellerin bana uzanınca hayat ve ölüm beni çağırıyor...
samimi değildik hayır
gülen gözlerimizde
ağlamak vardı
susmak bir başka acıydı
konuşmak bir büyük günah
öyle bir dünyaya açılmıştı gözlerimiz
çıkmak istedik
oysa tüm kapılar dardı
Ve yalnız
bir akşamı döküp yüreğime
sabaha dek
rüzgarda dolaşacağım
belki gün doğarken
rıhtımda
denizi yalnızlığımla kirletip
bir martı tutacağım avuçlarımda
kimse bilmeyecek beni.