Toplumsal Anarşizm Mi Yaşamtarzı Anarşizm Mi

Murray Bookchin

Featured Toplumsal Anarşizm Mi Yaşamtarzı Anarşizm Mi Posts

You can find Featured Toplumsal Anarşizm Mi Yaşamtarzı Anarşizm Mi books, featured Toplumsal Anarşizm Mi Yaşamtarzı Anarşizm Mi quotes and quotes, featured Toplumsal Anarşizm Mi Yaşamtarzı Anarşizm Mi authors, featured Toplumsal Anarşizm Mi Yaşamtarzı Anarşizm Mi reviews and reviews on 1000Kitap.
Jean Jacques Rousseau'nun ünlü toplumsal sözleşmesinin giriş bölümüne rağmen, insanlar, bağımsızlık şöyle dursun "özgür" bile doğmazlar. Tam aksine çok özgürlüksüz, oldukça bağımlı ve gözle görülür biçimde birilerine tabi doğarlar. İnsanların belli bir dönemde sahip oldukları özgürlük, bağımsızlık ve özerklik uzun toplumsal geleneklerin ve evet, kolektif bir gelişmenin ürünüdür - bunu söylemek, bireylerin o gelişmede önemli bir rol oynadıkları, eğer özgür olmak istiyorlarsa kesinlikle de oynamak zorunda olduklarını yadsımak anlamına gelmez.*
Sayfa 28 - pdfKitabı okudu
112 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Büyük anarşist, eski tüfek Murray Bookchin Hakim Bey'in geçici otonom bölgeler kuramına ve Zerzan'ın ilkelciliğine saldırıyor bu kitabında. Haklı olarak. Hakim Bey'e olan başlıca eleştirilerinden biri Babylon'da açılan geçici çatlakların Babylon'un kendisinin yapay çatlakları olması riski. Bookchin'nin bu riski fark etmesi ve belirtmesi bence
Toplumsal Anarşizm Mi Yaşamtarzı Anarşizm Mi
Toplumsal Anarşizm Mi Yaşamtarzı Anarşizm MiMurray Bookchin · Kaos Yayınları · 200547 okunma
Reklam
Kendi kendine bırakıldığında birey, bir anarşistin bireylikte değer vermesi gereken özellikleri kaybeder: büyük oranda söylemden beslenen düşünme yetisi, özgür olmamaya karşı duyulan öfkeyi besleyen duygusal donanım, radikal değişiklik isteğini motive eden toplumsallık ve toplumsal eylemi ortaya çıkaran sorumluluk duygusu.
Sayfa 30 - pdfKitabı okudu
Bir inanç olarak, bireyci anarşizm büyük oranda, en fazla cinsel özgürlük ("serbest aşk") talepleriyle göze çarpan bohem bir yaşam tarzı olarak kaldı ve sanat, davranış ve giyimdeki yeniliklere heveslendi.
İroniktir ki, bugün uygarlığı kötüleyen uygarlık karşıtı anarşistler, onun kültürel meyvelerinin tadını çıkaran ve oldukça pahalı, bireysel ve ayrıcalıklı işleri, onları olası kılan Avrupa tarihinin acılı gelişmeleri hakkında hiçbir fikir sahibi olmadan yapanlar arasından çıkmaktadır. Kropotkin, önemle "yaşamda gerekli her şeyi harika bir biçimde basitleştiren, modern tekniğin ilerleyişi"ni vurgular. Tarihsel bağlam duygusundan yoksun olanlara küstah artgörü kolay gelir.
Demokrasi ve anarşinin uyuşamaz olduğunu, çünkü "tek kişilik bir azınlığın bile" isteklerinin engellenmesinin, kişisel özerkliğin bir ihlali olduğunu ileri sürmek, özgür bir toplumdan değil, ancak Brown'ın "bireyler toplamı"ndan, kısaca bir sürüden yana olmak demektir. Artık "hayal gücü", "iktidara" gelmeyecektir. Daima var olan iktidar, ya yüz yüze ve açıkça kurumsallaşmış bir demokraside bir kolektifin olacak ya da bir "yapısızlığın zorbalığını" oluşturacak olan birkaç oligarşik egonun olacaktır.
Sayfa 81 - pdfKitabı okudu
Reklam
Aklın terk ettiği hayal gücü, ümitsiz canavarlar doğurur. Akılla birleştiğinde ise, tüm sanatların anası, onların ortaya çıkardığı harikaların kaynağıdır.
Sayfa 44 - pdfKitabı okudu
Halkın silahlandırılması Bir Zamanlar Sol'un temel ilkelerinden biriydi ve bugünün solcularının silah kontrolüne ilişkin sofu talepleri, Bir Zamanlar Sol için tamamen yabancıydı. 1930lar gibi yakın bir tarihe kadar "silahlı halk" kavramı dünyanın her yerindeki (gayet iyi hatırlıyorum ki birleşik devletler de dahil) bağımsız anarşist hareketlerin yanı sıra bağımsız sosyalist hareketlerin ana ilkesi olarak kaldı. Kamu güvenliği için polis ve askere güvenme konusunda kitleleri terbiye etme anlayışı, hele hele şiddet karşısında öbür yanağını çevirme anlayışı tiksindirici bulunurdu. Devrimci anarşistlerin sosyalistlerden bile daha kararlı olması şaşırtıcı değildi. İkinci Enternasyonal'in yukarıda alınan kararla kabul etmeye hazırlandığı devlet kontrolündeki milislerken, anarşistler bunun yerine, kitlelerin doğrudan silahlandırılmasını istiyorlardı.
Sayfa 97 - pdfKitabı okudu
Anarşistler, milliyetçiliğe karşı mücadelelerinde birçok marksist-sosyalistten bile daha ateşliydiler. Anarşist teorisyenler ve eylemciler dünyanın her yerinde ulus devletlerin kuruluşuna karşı çıkıyorlardı, bu görüş onları marksistlerden çok daha ileri bir noktaya taşıyordu. Ulus devletin, az ya da çok merkezi herhangi bir varlığın herhangi bir şekilde onaylanması, anarşizmin devlet karşıtlığına ve evrensel insanlığa olan bağlılığına ters düşüyordu.
Sayfa 92 - pdfKitabı okudu
Bir zamanlar Sol, milliyeyçiliği genel olarak baskıcı, hatta ulusal sınırlar yaratarak insanı insandan ayıran, bölücü bir güç olarak görmeye başladı. Bir zamanlar Sol, tüm ulusal sınırları; tüm ezilen insanlar, yönetici tabakaların tahakkümünü gizleyen tikel bağlılık ve sadakatlerine göre bölünmesi nedeniyle insanları ayıran dikenli teller olarak gördü. Marx ve Engels'e göre, buyunduruk altında olanların hiç bir yurdu yoktu. (...) İşte Komünist Manifesto'nun hafızalardan silinmeyen sonsözü: "Bütün ülkelerin işçileri, birleşin!" ve (anarşist Bakunin'in Rusçaya çevirdiği) bu eserde bize şu anlatılıyordu: "Değişik ülkelerden proleterlerin ulusal mücadelelerinde (komünistler) her türlü milliyetten bağımsız olarak tüm proleteryanın ortak çıkarlarını öne çıkarır ve savunurlar."
Sayfa 90 - pdfKitabı okudu
43 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.