Çağdaş Toplum Yaşamının Değişen Karakteri Üzerine Bir İnceleme

Toplumun Mcdonaldlaştırılması

George Ritzer
İlkokullar öğrencileri denetlemenin birçok yolunu geliştirmişlerdir. Kreşler eğitsel bir "acemi birliği" olarak tanımlanmıştır. Öğrencilere sadece otoriteyi itaat etmeleri değil, rasyonelleşmiş ezberci öğretim süreçleri ile objektif testleri benimsemeleri de öğretilmektedir. Daha da önemlisi doğaçlama ve yaratıcılık genellikle ödüllendirilmemekte hatta caydırılmaktadır. Öyle ki bütün bunlar uzmanlardan birine 'uysallık eğitimi" dedirtmiştir. Kurallara uyanlar iyi öğrenciler olarak kabul edilirken, uymayanlar kötü öğrenci olur. Genel bir ilke olarak üniversitelere giden öğrenciler ve kontrol mekanizmalarına başarıyla uymuş kişilerdir. Yaratıcı ve bağımsız yapıdaki öğrenciler genelde eğitim sisteminin bakış açısınca "zahmet, pahalı ve zaman alıcı' öğrencilerdir.
Sayfa 170Kitabı okudu
Reklam
O güzel geceyi kendinize öyle usulca bırakmayın (...) ışığın ölüşüne karşı öfkelenin
Sayfa 323Kitabı okudu
İsminizin yanında ne kadar çok kısaltma koyarsanız potansiyel müşteriler sizden o kadar çok etkilenirler
Sayfa 148Kitabı okudu
Dikkat çekici bir diğer şey de, tek var olma sebebi genellikle mail yoluyla anlamsız sertifikalar vermek olan kurumların gelişimidir..
Sayfa 148Kitabı okudu
Alışveriş merkezleri, insanların 'tüketim dinlerinin' gereklerini yerine getirmek için gittikleri modern tüketim katedralleridir.
Reklam
McDonald’s‘ın başarısındaki dördüncü unsur olan denetim, McDonald’s‘a giren insanları da kapsamaktadır. Sıralar, sınırlı menüler, çok az seçeneğin olması ve rahatsız sandalyeler, yemeye gelenleri yönetenlerin onlardan yapmalarını istedikleri şeye yönlendirmektedir: hızlıca yemeklerini yiyip ayrılmalarına. Dahası arabalara hizmet veren pencereler, insanları yemeklerini yemeden ayrılmaya teşvik etmektedir. Dominos modelinde, müşteriler mekana hiç girmemektedirler.
Biçimsel akılcılık nedir? Weber'e göre biçimsel akılcılık, insanların belirli bir amaç için optimum araç arayışının kurallar, yö­netmelikler ve daha büyük toplumsal yapılar tarafından bi­çimlenmesidir.
Çalışanlar artık makineler gibi davranmaya başladığında ise, yerlerine gerçek makineler koyulabilmiştir. İnsanların yerine makinelerin koyulması, insanlar üzerindeki denetimde nihai aşamadır.
384 syf.
9/10 puan verdi
·
13 günde okudu
TOPLUMUN MCDONALDLAŞTIRILMASI KİTAP İNCELEMESİ
"Toplumun McDonaldlaştırılması" terimi genellikle sosyolojik ve kültürel bir kavram olarak kullanılır. Bu kavram, küreselleşme ve büyük ölçekli kurumsal etkileşimlerin sonucu olarak toplumların benzerleşmesini ifade eder. İlk olarak George Ritzer tarafından 1993 yılında ortaya atılan bu terim, McDonald's restoran zincirinin standartlaşmış işletme modelini ve hızlı servis kültürünü temsil eder. Toplumun McDonaldlaştırılması, McDonald's'un hızlı servis, düşük maliyetli ürünler, standartlaşmış menüler ve etkileyici bir marka kimliği gibi özelliklerini benimseyen diğer sektörlerin ve kurumların da bu özellikleri benimsemesini ifade eder. Bu, restoran endüstrisinden eğitim sistemine, işletmelerden kültürel etkinliklere kadar pek çok alanda gözlemlenebilir.
Toplumun Mcdonaldlaştırılması
Toplumun Mcdonaldlaştırılması
George Ritzer
George Ritzer
Toplumun Mcdonaldlaştırılması
Toplumun McdonaldlaştırılmasıGeorge Ritzer · Ayrıntı Yayınları · 2021642 okunma
Reklam
Verimlilik, ihtiyaç duydukları şeyleri daha az çabayla daha çabuk elde edebilen tüketiciler için kesinlikle avantajlıdır. Aynı şekilde işçiler de görevlerini hızla ve kolayca yapabilir. Yöneticiler ve mülk sahipleri de bundan yarar sağlar, çünkü işler yapılır ve müşterilere daha etkili hizmet verilir. Ama her zaman olduğu gibi,şaşırtıcı verimsizlikler ve müşterilerle işçilerin insanlıktan çı­karılması gibi akıldışılıklar ortaya çıkar.
"İşim var ve beş parasızım. Gerçekten çok kötü, çünkü geçimimi sağlamak için yardıma muhtaç olmak istemiyorum. "
Geniş yelpazede beceri ve yeteneğe sahip insanlardan, oldukça basitleştirilmiş az sayıda işi sürekli yapmaları istenir. İnsani becerilerini ifade etmek yerine, insanlıklarını reddetmeye ve robot gibi davranmaya zorlanırlar.
Mcdonaldlaşmış sistemlerde nicelik nitelikle eşitlenmiştir; bir şeyden çok olması veya hızlı teslim edilmesi o şeyin iyi olduğu anlamına gelmektedir. "Bir kültür olarak bizler 'büyük iyidir' ifadesinin doğruluğuna derinden inanıyoruz." İnsanlar gördükleri şeyi sayabilmekte ve cüzi bir miktar gibi görünen ücret karşılığında çok yemek aldıklarını düşünmektedirler. (En iyi örneği McDonald's'ın "Dolar Menüsü"dür). Bir Denny's reklamında adamın biri şöyle der: "Çok fazla yiyeceğim ama asla çok fazla ödemeyeceğim." Bu hesaplama ne var ki önemli bir noktayı değerlendirme dışı bırakmaktadır: Hazır yiyecek zincirlerinin yüksek kar marjı müşterilerin değil mülk sahiplerinin en iyi payı aldıklarını göstermektedir.
McDonald's öyle güçlü bir model olmuştur ki, birçok iş kolu ile farklı alanlardan birçok yapı "MC" ile başlayan lakaplar almışlardır.
Resim