Tabiat dörtlemesinin 2. kitabı "Toprak" ile selam ederek başlıyorum naçizane incelememe;
İlk kitapta olduğu gibi Defne Kaman yine kayıplarda. Bu kez; tarihi eser kaçakçılığını araştırıp yazmak üzere Çorum'a (Hatti ve Hititler'in yurdu) gidiyor.
Gelişen olaylar ışığında bu güzel vatanın bir evladı olarak bazen sinirlendim, bazen duygulandım ve ağladım. Evet, okuduğum bir roman farkındayım elbette, lakin, kişiler ve olaylar kurgu olsa da benzerleri maalesef ülkemizde yaşadığımız ama yaşamaktan utandığımız manzaralar. İşte bu sebepledir ki; okuyanı derinden etkileyen, samimi ve bizden bir hikaye olarak addedebiliriz sevgili Buket Uzuner'in "Toprak" romanını.
Hikayeyi anlatarak okuma hevesinizi kaçırmamak adına özet geçmiyorum ama değinilen konuları da size söylemezsem olmaz diye düşünerek paylaşmak istiyorum. Tarihi eser kaçakçılığından, uyuşturucu madde kullanımına, işsizlikten, basının özgürlüğüne, kişisel haklardan, sistemin işleyişine, aktivistlerden, hacktivistlere, şamanlıkla (kaman) ilgili bilgilerden, adalet sistemine, eğitime, sosyal medyaya ve elbette kitaba da adını veren Toprağa dair neler var neler...
Birçok önemli konuyu hikayenin içerisinde harmanlayarak sunmuş bizlere yine ve bizlere de okuyup keyfini çıkarmak kalmış, alkış sana Buket Uzuner... Kalemine sağlık...
Keyifli Okumalar!
