Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Toprak Ana

Cengiz Aytmatov

En Eski Toprak Ana Sözleri ve Alıntıları

En Eski Toprak Ana sözleri ve alıntılarını, en eski Toprak Ana kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yeri gelmişken, benim anladığım gerçek mutluluğun da bir rastlantı sonucu olmadığını, yaz yağmuru gibi birden bire başımıza düşmediğini söylemeliyim. Gerçek mutluluk, yavaş yavaş, azar azar gelir ve bu bizim hayata bakış açımızla, çevremizdekilere karşı davranışımızla doğrudan doğruya ilgili ve orantılıdır. Mutluluk ufak tefek şeylerin birbirini tamamlamasından doğuyor.
"Gölgemi seyretmekten zevk alırdım. Sokakta yürürken arada bir gölgeme göz atar, kendimi aynadaymış gibi görür ve çok beğenirdim. İşte öylesine tuhaf bir kızdım ben."
Reklam
Benim ona söyleyebileceğim kelimler de ufukta, sağnak sağnak boşalan bulutlarda idi: Parlak, gür ve apaçık olarak.
Sayfa 102Kitabı okudu
"...Toprağı, suyu çekip alsa tamam, servetini çekip alsa olabilir, hatta canını alsa da olabilir... Ah insanın aklını, düşüncesini çekip almayı hangi kaba yürek keşfetmiş? Ah Allahım, var olduğun gerçek ise, böyle bir zulmü insana nasıl verdin? Yeryüzünde başka felaket az mıydı?"
"Suvan mutlu olacağız değil mi?" "Toprak ve su insanlar arasında eşit paylaştırılınca...biz de mutlu olacağız."
Demiri nasıl tavında dövmek gerekiyorsa, çekiç darbelerini nasıl soğutmadan indirmek gerekiyorsa, her kelimeyi de öyle tam zamanında söylemek gerekiyordu. O anı geçirince söz soğuyor, katılaşıyor, insanın yüreğine taş gibi oturuyor ve bu ağırlığı kaldırıp atmak hiç de kolay olmuyordu.
Reklam
İyilik, yola düşen, yoldan toplanan bir şey değildir. Tesadüfen ele geçen bir şey değildir. İnsan iyiliği ancak başka bir insandan öğrenir.
Mutluluk bir dağ yolu gibidir. Bakarsın tepelere tırmanır, sonra bir bakarsın, aşağıya iner. Tek başına nedir insan? Ama başkalarıyla birleşirse dağları devirebilir. Bizim şu güzel, şu yaşanası dünyamız böyle işte..
"Ama tarlada kaldım. Olduğum yerde. Uzun zaman oturdum. Başımdan düşmüş yazmayı bile kaldıramadım. Yol boyunca ilerleyen uzun bir karınca sürüsüne takıldı gözüm. Yanıbaşlarında bir insanın acı çekerek oturduğunun farkında bile olmadan çalışıyorlar, çöp ve tane taşıyorlardı. Ben de bir emekçiyim onlar gibi. O ufacık yaratıkları kıskandım. Acı, tasa bilmeden çalışıyorlardı. Savaş olmasaydı karıncaların hayatını kıskanır mıydım? Bunu düşünmek bile utandırıyor beni".
Savaş kanlı çizmeleriyle insanları kırk yıl ezip çiğneyebilir, onları yakıp yıkabilirdi ama, insan denen varlığa, baş eğdiremez, değerini düşürüp onu gerçek anlamda mağlup edemezdi.
Sayfa 102Kitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.