Topraksızlar

Metin Yeğin

Topraksızlar Sözleri ve Alıntıları

Topraksızlar sözleri ve alıntılarını, Topraksızlar kitap alıntılarını, Topraksızlar en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Özgürleştirici Eğitim - Paulo Freire
Diyalog aracılığıyla, öğrencilerin öğretmeni ve öğretmenin öğrencileri ortadan kalkar ve yeni bir terim doğar: öğrenci - öğretmen ve öğretmen - öğrenciler. Öğretmen artık sadece öğreten değil, öğrencilerle diyaloğu içinde kendisine de öğretilen biridir: öğrenciler ise kendilerine öğretilirken kendileri de öğrenen kişidir. Böylece öğretmen ve öğrenciler, içinde herkesin büyüdüğü bir sürecin sorumluları haline gelirler. Bu süreçte "otorite"ye dayalı gerekçeler artık geçerli değildir, artık etki edebilmesi için otorite, özgürlüğün safında olmalıdır karşısında değil. Burada hiç kimse başkasına ders vermez, hiç kimse de kendi öğrenmiş değildir. Bunun yerine insanlar, dünya aracılığıyla bankacı eğitimde öğretmenin "sahip" olduğu idrak nesneleri aracılığıyla birbirlerini öğretirler .
Sayfa 138 - Öteki Yayınevi - 1.BasımKitabı okudu
Bunları söylerken bir sürü bitki adı sayıp bize gösteriyor. Sanki çocuklarıymış gibi bahsediyor onlardan. Biraz solgun olanlara üzülüp, sağlıklı olanlarında gözleri parlıyor. Avuçlarına topladığı tohumları kenarda biriktiriyor. Aniden bizi orada unutup bir tanesinin dibini çapalamaya başlıyor. Birden hatırlayıp gülümsüyor.....
Sayfa 134 - Öteki Yayınevi - 1.BasımKitabı okudu
Reklam
Sağlık kavramı ilaç ya da klinik sahibi olmaya dair bir kavram değildir. Sağlık çevre, hijyen, temizlik ve herkesin esenliğini de kapsar. Yani, sağlık nasıl ve nerede yaşadığınız, ne yediğiniz ve hayatınızı nasıl kazandığınızda. Fiziksel olarak kendini iyi hissetmek, ruhsal açıdan barışıklık içinde olmak, insanlar arasında saygı, sevgi ve eşitlik olan bir aile yerleşimi içinde yaşamak, doğaya saygılı olmak, yani adalet ve eşitliğin el ele verdiği bir toplum içinde yaşamaktır.
... Açlıktan doğan hırsızlık ortadan kalktıktan sonra insanlar ancak uyuşturucu ya da alkol alabilmek için çalarlar. Tam tersinden bakarsak eğer birisi alkol ya da uyuşturucu kullanıyorsa bunu hangi parayla, nasıl satın alabilmiştir.
... Bazen üç günlük açlıktan sonra dayanamamış gelmişlerdir. Yemeği yer yemez çıkıp giderler, ta ki bir daha acıkana kadar. Burayı bir aşevi gibi kullandıramayız. O zaman sokaktaki yaşamı, yoksulluğu ortadan kaldırmaz, onu beslemiş oluruz. Kiliselerle hiçbir farkımız kalmaz.
... Kafamda hâlâ İngiltere'de Cambridge'ki kilise binaları ile üniversite binalarının benzerliği ve Ivan Ilyic'in "diploma törenleri papazların cüppe giyme törenlerinin aynısıdır" sözleri.
Reklam
"Şiddet konusunda iki Asyalı'dan çok şey öğrendik: Ho Shi Minh ve Gandhi. Ho, ABD'yi yenebilmiş olan tek insandı. Vietnam köylülerine güçlerinin, sistematik biçimde ellerinde tuttukları şeyden değil, kafalarında taşıdıkları şeyden kaynaklandığını öğretti. Vietnam askerinin -cahil ve yoksul köylünün- kazanımları bir asker ve bir insan olarak ne için savaştığının bilincinde olmasından kaynaklandı.Eline aldığı her şeyi silaha dönüştürüyordu. Aldığımız ikinci ders insanları bilinçlendirmek, böylece muazzam sayılarımızın gücümüzü oluşturduğunun farkına varmalarını sağlamak. Bunu da bize Gandhi öğretti -örneğin Hintlilerin İngilizlere karşı yaptığı Tuz Yürüyüşleriyle. Eğer düşmanlarımızla aynı silahları kullanmaya karar verirsek, yenilmeye mahkum oluruz."
Yürüyoruz. Nerde bir şehir bulursak dalıyoruz sokaklarına. Uyuyan canavarı uyandırmak için kulağına kar suyu kaçıracak sözler söyleniyor. Bir mırıldanma gibi değil ama, hep beraber bağırılıyor. "Onların televizyonları varsa biz de hep beraber bağırırız" diyorlar. Dans ediliyor, sokak aralarında, işgal edilen yol kenarlarında, yemek yerken, muhtemel ki sevişirken. Hepsinin ayrı öyküsü var. Yoksulluğun bin bir çeşidi.
Reklam
"Biz iktidar değil, dans edecek bir yer istiyoruz!" diyordu Subkumandan Marcos.
Bir ellerinde kitapçık, sol yumruklar havada tekrar ediyorlar: Hey bütün dünya! Biz barış istiyoruz...
77 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.