104 syf.
6/10 puan verdi
·
29 saatte okudu
Otoriteden Kaçıp Özgürleşmek
Öykü kitabı olmasına rağmen öyküler birbirinin devamı, bağımsız değil. Ancak ben son öyküye gelene kadar pek sevemedim kitabı. Hikâye nedense içine çekmedi beni. İlk hikâyede anlatılanlar bana
Melisa Kesmez
Melisa Kesmez
tarzı bir hava sundu. Halim ve ablasının etrafında dönen bir kurgu vardı. Daha sonra hikâyeye başka biri eklendi: Beyefendi Arif Hikmet Bey. Ne
Tortu
TortuSelçuk Baran · Yapı Kredi Yayınları · 20201,177 okunma
Elimizde kalanlar yaşadığımız günlerin bir tortusudur. Şu gün ne veriyor, bilmiyoruz. Yıllar sonra tortusunu tadınca bileceğiz.
Reklam
Çünkü bizim gibi olanlar, gerçek hüznü yaşayanlar sizin anlayacağınız, yakınmayı bilmezler. Bizim gibi toptan bir vazgeçişe başvurmak zorunda kalanlar yakınmayı bilmezler; başkaldırmayı da."
"İnsanlar kıstırılınca yargılamak zorunda kalırlar," dedi, "toplum güvenliği dedikleri şey, aslında kişisel güvensizliğin yarattığı korkudur. Yargı, bir tür kişisel savunmadır, Çünkü toplumda kıstırılmadan yaşamak olanaksızdır."
İnsanlar arasında ayrım yapmayacak kadar deneyimsiz ya da saf değilim. Hayır! Ama gerçek kötülüğü tanıdım. Egemen olma isteğinin, hoşgörüsüzlüğün ve tutsak ruhluluğun ne olduğunu bilirim. Sevdiklerimden ayrı kalmanın acısını da bilirim. En kötüyle en iyiyi tanıdıktan sonra arada kalanlar arasında ayrım yapmamamı hoş görürsünüz sanırım.
Önemli satırlar
Şimdi uzaktan bakınca, kent hayatını şöyle bir düşününce, diyorum ki, herkes hapı yutmuş durumda. Neyse ki, kimse sezinlemiyor bunu. Hapı yuttuğumuzun farkında olmadıkça her şey iyi ve güzel. Bir an kuşku duyarsanız, kendinizi çalışmaya verirsiniz, para kazanmakla avunursunuz, televizyon seyreder, içki, sigara içersiniz. Böylece tüm korkularınızı bastırırsınız. Bastırdığınızı sanırsınız.
Reklam
Tanımadığım herkesten korkarım ben. Çoğu kez tanıdıklarımdan da korkarım.
Ama çocuktu işte. Tasasızca gülmeyi unutmamıştı daha.
Gerçek hayat, insanın doğru bulduklarını yapabildiği bir hayattır.
Ama sevmek nasıl öğrenilirdi? Belki de öğrenilmezdi. Böyle ansızın bilinirdi işte.
Reklam
Bir sevgi, bir güven sonradan tiksintiye dönüşürse... Söylesene, o zaman insan yaşayacak umudu nereden bulabilir?
Çok güzel soru
Dürüstlükle ahlâk neden her zaman bağdaşmıyordu?
Konularınızı kısıtlamak zorunda olduğunuzu bilirseniz, sözlerinizin başka biçimde yorumlanmasından korkarsanız, hele hele karşınızdakilere güvenmezseniz ne konuşabilirsiniz ki?
Gördüklerime, tanıdıklarıma, yaptığım işe, her şeye yabancıydım, ilgisizdim. Sık sık duyduğum şaşkınlık, hayranlıktan değil, bir türlü yenemediğim yabancılığımdan ileri geliyordu.
Resim