“geri dönmek için geç
yeniden doğuş imkansız
atılan adım yerde kalıyor
söylenen söz kayıtta
eşiğe gelince duraksarız yine de
tövbe kapısında hep gölgeler
hep gölgeler”
“ne güzel çağırıyorsun ecel gönderip
biçilmiş çimlerin verdiği tazelikle
cümle kapısından geçerken
o son cümle dudaklarımı mühürlesin
o son şahitlik gözlerimi”
sonra sen gidersin
bir sis çöker gözlere
bir sessizlik
firar edilesi bir sessizlik başlar
bitmez nedense
sonra sessizlik gelir
titreyen ellerime
sonra seni beklemek eklenir
vakitlerin her birine
“dünya kıyamete kadar aldığı mühleti
bekliyor bana kurduğu tuzağa bakarak
bekliyor bir gaflet anımı
bekliyor kendime güvenip o adımı atmamı
ve düşmemi nefesimin sığlığındaki
o derin esaretime
o ağaç gölgesinde bekliyor beni dünya”