Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
"Ne kadar da güzeldi onca çiçeğin ortasında!" .
Sayfa 75 - Sel 2. BaskıKitabı okudu
Sanki yazdan da öte bir şeyin can çekişmesi uzayıp giderdi havanın boğucu sıcaklığında; havada asılı duran, en küçük bir esintinin uzaklaştırmadığı bu örtü yavaş yavaş çöker ve aynı tekdüze kefenle örterdi sık defnelerin, güneşin kavurduğu çimlerin, solmuş süsenlerin ve havuzun, elle tutulmaz bir kül tabakasının, belleğin elle tutulmaz ve koruyucu sisinin altında yavaş yavaş kokuşan havuzun üstünü. Son
Sayfa 91 - Sel 2. BaskıKitabı okudu
Reklam
..yabanıl şefkatle, nüfuz edilmesi olanaksız, kurumuş meşin yüzünü eğen kadın arasında bir tür antlaşma, gizli bir bağ vardı sanki, sessiz bir suç ortaklığı, çağların gerisinde kimbilir ne zaman mühürlenmiş, zamandan ve ölümden daha güçlü bir bağlaşma var gibiydi. .
Sayfa 70 - Sel 2. BaskıKitabı okudu
- birbirine karışan çam ve incir ağacı kokularıyla birlikte bağbozumu zamanı onlara eklenen bir başka kokuyu daha çekerdik içimize: Can çekişen yaz mevsiminin ılık ve kıpırtısız havasına yayılan, mayalanmaya yüz tutmuş şıranın o yoğun ve biraz yapışkan kokusunu; ve akşam alacasında ağaçlı yoldan son fıçıları taşıyan arabalar geçerken, arabaların arkasın da oturan, henüz ergenlik çağına ulaşmamış küçük toplayıcı kızların sarkan bacakları, güneşin altın sarısına çevirdiği, mor üzüm lekeleriyle benekli o bacaklar, çiçek ve gülüş rengi perçemler gibi sallanırdı. →
Sayfa 72 - Sel 2. BaskıKitabı okudu
Milyonlarca yıl önce, kıtaların yavaş kayarak birbirine yaklaşmasını - ya da birbirinden ayrılmasını - izleme ayrıcalığını elde etmişsiniz sanki.
Sayfa 81 - Sel YayınlarıKitabı okudu
Önsözden..
... ona göre bir anlatı parçasının anlamı, cevi zin içi gibi içte değil, dıştadır; buharı görünür kılan ışık benzeri, kendini yaratan öyküyü çepeçevre sarar..." Joseph Conrad
Sayfa 13 - Sel 2. BaskıKitabı okudu
Reklam
Başına buyruk kent dokusunun boğuk uğultusuyla her yandan sardığı hastane, çiğ bir çağdaş biçimle inşa edilmiş ikisi üçü dışında hepsi birbirini andıran pavyonları, keşişler için yapılmışa benzer sessiz avlularıyla, çalkantılı ve kırılgan karmaşanın ortasında boğulup kalmış bir adacıktı sanki, kendin- de bir varlık, içine kapalı, zımparalanmış ve cilalanmış, küçül- tülmüş bir evrendi ve doğumhaneden morga, kısa yoldan (ya da yoğunlaştırılmış biçimde) doğumundan can çekişmesine ve geri dönülmez biçimde çürüyüp yok olmasına dek, arada da tüm olası sapmalar ve aykırılıklardan geçerek, insan makinesinin birbirini izleyen hallerini seriyordu gözler önüne. .
Sayfa 70 - Sel 2. BaskıKitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.