Belirtiler, Değerlendirme, ve Tedavi İçin Bir Kılavuz - Dsm-5 İçin Güncellenmiş

Travma Terapisinin İlkeleri

John N. Briere

Travma Terapisinin İlkeleri Sözleri ve Alıntıları

Travma Terapisinin İlkeleri sözleri ve alıntılarını, Travma Terapisinin İlkeleri kitap alıntılarını, Travma Terapisinin İlkeleri en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Psikolojik İstikrar ve Stres Toleransı
Psikolojik İstikrar ve Stres Toleransı Psikolojik istikrar da oldukça önemlidir. Sıkça yapılan klinik bir hata, travma atlatan kişinin öncelikli olarak genel psikolojik dengesini (homeostasis) saptamadan, hemen psikolojik belirtilerini ve bozukluklarını değerlendirmektir. Tecavüz ya da kitlesel bir felaket gibi travmatik bir olayı henüz atlatmış kişiler değerlendirme esnasında halen kriz halinde olabilirler -bazı durumlarda klinisyenin sorularına veya müdahalelerine cevap vermek bir yana, mevcut durumlarını bütünüyle idrak edemeyecek seviyede psikolojik olarak karışmış halde olabilirler. Böylesi durumlarda, uzun süreli travma etkilerinin danışanı takatsiz bıraktığı hallerde de olduğu gibi, psikolojik değerlendirme yalnızca travma atlatan kişinin kırılgan dengesini daha da zorlamakla kalmayabilir, hatalı değerlendirme sonuçlarına da yol açabilir. Bu nedenle, travma kurbanlarının ruh sağlığı değerlendirmelerinde ilk adım bireyin göreli psikolojik istikrar düzeyini tespit etmektir. Danışanın baş edemez halde veya bilişsel olarak dağınık olması durumlarında, daha detaylı bir değerlendirmeden önce, istikrar kazandırıcı müdahaleler (örneğin, güven verme, psikolojik destek veya çevresel uyaranların azaltılması) devreye sokulmalıdır.
Sayfa 55 - İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları
Bu nedenle acı paradoksu, hasar görmüş kişilerin yapabilecekleri en iyi şeyin - mümkün olduğu kadar- acının içinde kalabilmek, daha az kaçınmak ve daha çok deneyimlemek olduğunu ileri sürer.
Reklam
Tssb
TSSB'nin disosiyatif bir alt tipinin keşfedilmesi önemlidir, nitekim disosiyatif niteliğe uyan kişilerin terapötik maruz bırakmanın ötesindeki müdahaleleri de içeren, başka tedavi ihtiyaçları söz konusudur.
Sayfa 33 - İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları
Travma geçiren kişilerin kendilerini terapiye getiren olayları kolaylıkla açıkladıkları zannedilebilse de bu her zaman böyle değildir. Aslına bakılırsa çeşitli çalışmalar; utanç, travmatik anıların yeniden canlanmasından kaçınma arzusu ya da klinisyenin kendisinin bu tür bilgilerden kaçınması nedeniyle, travma atlatanların genellikle doğrudan sorulmadığı takdirde bu konuda ayrıntılı (yahut herhangi) bir bilgi vermeye isteksiz olduklarını göstermektedir (Agar ve Read, 2002). Örneğin, Briere ve Zaidi (1989) bir psikiyatri acil servisine (PAS) başvuran, psikotik olmayan kadınlardan oluşan rastgele seçilmiş bir grubun kabul formlarını incelediler ve yalnızca % altısının çocukluk cinsel istismarı bildirdiğini saptadılar. Araştırmanın ikinci aşamasında, PAS klinisyenlerinden kadın hastalara rutin olarak çocukluklarında cinsel olarak kurban durumuna düşürülüp düşürülmediklerini sormaları istendi. Bu aşamada elde edilen formlar incelendiğinde, cinsel istismar geçmişi bildirimi on kattan daha fazla arttı. Bunun da ötesinde ikinci aşamada değerlendirilen cinsel istismar geçmişi, intihar eğilimi, madde istismarı, çoklu psikiyatrik tanılar ve artan oranda sınır kişilik bozukluğu dahil olmak üzere birçok başvuru şikâyetiyle ilişkilendirildi.
Sayfa 56 - İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları
Travmanın Tıbbi Etkileri
Tıbbi yardım alan kişiler arasında yapılan araştırmalar yakın partner şiddeti, cinsel istismar ve cinsel saldırının kas-iskelet sistemi hastalıkları, kronik pelvik ağrı, cinsel işlev bozuklukları, nörolojik belirtiler ve sindirim sistemi ile ilgili şikayetler gibi fiziksel sağlık sonuçlarıyla ilişkili olduğunu ortaya koymaktadır. Bu nedenle, birinci bölümde belirtildiği gibi, travma yaşamış kişilerin değerlendirilmesi -ruhsal olduğu kadar - fiziksel sağlık durumunu da içermelidir.
Sayfa 49 - İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları
Karmaşık Travma Sonrası Stres
Kronik ve çoğunlukla gelişimsel etiyolojisini yansıtan biçimde, bu daha karmaşık görünüm; kimlik, sınır farkındalığı, kişilerarası ilişki ve duygulanım düzenlemesine dair kronik güçlüklerin yanı sıra daha önce bahsedilen somatik ve disosiyatif sorunları içerir (Briere ve Spinazzola, 2009; Cook vd., 2005; Courtois, 2004; van der Kolk ve d'Andrea,
Sayfa 46 - İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları
Reklam
Travma hayatımıza verdiğimiz anlamı değiştirebilir, tanı el kitaplarında kolayca kategorize edilemeyecek duygular ve tecrübeler üretir.
İnsan türünün tarihi sadece sanatın, bilimin ve kültürün hikayesi değildir. Aynı zamanda savaşın, kişilerarası şiddetin, zulmün, doğanın ve insanların yol açtığı bir yığın felaketin öyküsüdür.
Sınır Kişilik Bozukluğu
Erken donemde şiddetli travmanın bazı kişilerde hem psikolojik hem de nörolojik etkiler yaratarak kimlik, duygulanım düzenleme ve ilişki kurmakta sorunlara neden olması muhtemeldir (Bnere ve Hodges) ki bunun yanında, bazı örneklerde orbıtofrontal ve hıppokampal yetersizlikler sınır kişilik bozukluğu (Berlin, Rolls ve İversen, 2005; Schmahi ve Bremner, 2006) hem de TSSB (Bremner vd., 2003) ile ilişkilendirilmektedir. Beklenebileceği üzere, sınır kişilik bozukluğunun belirtileri belirgin bir şekilde karmaşık travma sonrası sıkıntılara benzerdir (Courtois ve Ford, 2009; Herman vd., 1939; van der Kolik vd., 2005). Ne yazık bu tanı birçok ruh sağlığı danışanı için, olumsuz yaşam olaylarının etkisi ve bunlara uyum nedeniyle derinden acı çekenlerin aksine, birlikte çalışması zor, duygusal anlamda aşırı reaktif ve çoğunlukla manipülatif kişileri işaret eden olumsuz bir anlam kazandı.
Sayfa 48 - İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları
Ilginc paradoks sudur, kendimi olduğum gibi kabul ettigimde, artik degisebilirim.
Sayfa 209Kitabı okudu
Reklam
Kişi artık acı hissetmediğinde ya da acısı uyuşturulduğunda, kötü hislerin farkında olmadığında, o vakit iyi hissedecek ve mutlu olacaktır. Bu bağlamda, aslında iyi hissetmek genellikle insanların kötü hissetmeye son vermek için bir şeyler yapmasından doğar.
Sayfa 94 - İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları
Uzun bir alıntı ama okumaya değer.. Medyadaki reklam kampanyaları izleyiciyi her çeşit rahatsızlık için ilaç almaya, daha iyi hissetmek için bir şeyler satın almaya ve kendisiyle ilgili yetersizlik hislerini makyaj malzemesinden arabaya kadar güya ego patlaması yaşatan ürünlerle iyileştirmeye teşvik eder. Mesaj genellikle acı, stres ve tatminsizliğin kötü şeyler olduğudur kötü oldukları için de bunlar ortadan kaldırılmalı, dikkati bunlardan uzaklaştırılmalıdır. Kişi artık acı hissetmediğinde acısı uyuşturulduğunda ya da kötü hislerin farkında olmadığında o vakit iyi hissedecek ve mutlu olacaktır bu bağlamda aslında iyi hissetmek genellikle insanların kötü hissetmeye son vermek için bir şeyler yapmasından doğar.
Sayfa 94