Tren Bir Hayattır

Tanıl Bora

Quotes

See All
Demiryollarının yaygınlaşması, zamanın kullanımı ile ilgili yeni bir yapılanmayı ortaya çıkarmıştır. İngiltere'de demiryolu şirketleri her hat için ayrı ayrı belirlenmiş yerel saat uygulamaktaydı. Ancak trenlerin hareket saatlerini düzenlerken çekilen sıkıntılar, yerel saat uygulamasının ortadan kalkmasına neden olmuştur. 1840'larda İngiliz demiryolu şirketleri birbirinden bağımsız olarak standart saat uygulamasına geçmiştir. Daha sonra İngiliz Milli Demiryolu Şirketi Greenwich saatini standart zaman ayrı olarak kabul etmiş, ancak bu yanlızca demiryollarında uygulanmış, günlük hayatta kullanılmamıştır. Bu sorun 1880 yılında, Greenwich saatinin günlük hayatta da kullanılmaya başlamasıyla giderilmiştir.
Sayfa 123 - Yonca Kösebay Erkan, 19. Yüzyıla özgü bir kamusal mekan olarak tren istasyonları: Mimari ve miras bölümünden
Demiryolu inşaatı, doğa karşısında insan aklı ve gücünün zaferi anlamına geliyordu. Artık “mekanik düzenlilik doğal düzensizliğe galebe çalmıştı”.
Reklam
"Bir hayat hiçbir şeydir, ama hiçbir şey de bir hayat değildir."
Sayfa 184Kitabı okudu
Demiryolcuların çalışma koşullarında ise hiçbir değişiklik olmamıştı. Eskiden yabancı şirketlerde nasıl çalışılıyorsa devlet şirketinde de aynı yorucu çalışma değişmeden devam ediyordu. Makinist ve ateşçiler yazın sıcağında kazan karşısında terlerken kışın ayazında açık markizlerde üşüyor, gardıfren denilen vagon memurları daracık kabinlerde görev yapmaya çalışıyor, makascçılar ve manevracılar her türlü hava koşulunda hâlâ ağır maaks topuzlarıyla kumanda edilen makasları yönetiyor, özetle yetersiz insan gücü ve teknolojik gerilik ile mücadele ediliyordu. Şüphesiz zorluklar demiryolcunun alnına yazılmıştı.
Sayfa 149 - iletişim
Avrupa'da demiryolu hayatı kolaylaştırırken, Amerika'da hayatı bizzat yaratmaktaydı.
Sayfa 14 - iletişim
Sinemanın trenle ilk buluşması, çekilen ve halka gösterilen ilk filmle başlar. 29 Aralık 1895 günü Paris'te Capucine Bulvarı üzerindeki Grand Cafe'de, Lumiere Kardeşler tarafından hazırlatılan bu film, ilk kez halka sunulan film olarak sinema tarihindeki yerini alır. Bu filmin adı La Ciotat Garı'na Trenin Gelişi'dir. Filmi seyreden halk, perdede hareket hâlindeki trenin üstlerine geldiğini sanarak çığlıklar içinde mekânı terk etmiştir. Bu tarihten yaklaşık bir yıl sonra İstanbul'a gelir sinema. Batı'dan gelen birçok yeniliğin öncüsü gibi sinema da ülkemize azınlıklar tarafından getirilmiştir. İstanbul'daki ilk gösterim de tıpkı Paris'teki gibi bir mekânda, Galatasaray'daki bir birahanede yapılır. İstanbul'daki ilk film de yine Le Ciotat Garı'na Trenin Gelişi'dir ve bu tarihten sonra Türk insanının sinemayla serüveni başlar.
Sayfa 270 - iletişim
Reklam
Başka ülkelerde nasıldır bilmiyorum ama bana kalırsa, Türkiye'de demiryolu çalışanları, aileleriyle birlikte, "demiryolistan" diye bir ülkede yaşarlar (dı).
Sayfa 226 - iletişim
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.