Seneca, Roma tarihinin en önemli düşünürlerinden ve oyun yazarlarındandır. Oyunları genelde trajedidir. Devrinin önemli devlet adamlarındandır aynı zamanda.
Troya şehri düşmüş, yiğitleri ölmüş, geriye kalanların (yaşlılar, çocuklar ve kadınlar) ise esaret ve acı dolu günleri başlamıştı. Kitapta özellikle Hecuba, Andromacha, Helena ve Polyxena’nın acıları üzerinde durulmuş ve dramları paylaşılmış.
Savaşlar olur, biter ama acıları yaşanmaya devam eder. Yurtlarını, eşlerini, çocuklarını, torunlarını kaybeden kadınların trajedisine ortak oluyoruz. Hatta Andromacha (Hector’un karısı) savaşta eşini kaybettiği yetmezmiş gibi, savaştan bir şekilde sağ salim çıkarabildiği ve sakladığı oğlunu da yine bu güç durumdan kurtaramayıp onun acısı ile yüzleşmek zorunda kalıyor. Yunanlılar, Hector’un oğlunun büyüdüğünde onlardan intikam alacağını düşünerek onu da yok etmek istediler. Annesi buna ne kadar engel olmaya çalışsa da başarılı olamadı maalesef. Çocuğun öldürülmesi için görevlendirilen kişi ise; Ulysses (Odysseus) idi ve kitapta onun gaddarlığına şahit oluyoruz. Aynı zamanda Polyxena da (Hecuba’nın kızı), Achilles’in (Akhilleus) mezarına adak olarak sunuluyor. Hecuba, bu durum karşısında isyan ediyor lakin olacaklara engel olamıyor maalesef.
Müthiş bir trajedi örneği. Bir nevi Ilyada destanının devamı gibi görünüyor aslında. Ilyada destanında Troya savaşı’nın 51 günü aktarılıyor, bu kitapta da savaştan sonra geride kalanların yaşadıkları konu ediliyor.
Antik Yunan tragedyasını ve mitolojiyi seviyorsanız, kitap hoşunuza gidecektir mutlaka…
İyi Okumalar!
Seneca'nın hayatı, felsefesi ve eserlerine değindikten sonra tragedyanın esin kaynakları ve mitoloji ile olan bağlantılarına geçeceğim. Son olarak Seneca'nın anlattığı hikâyeyi karakterler üzerinden ele alarak değerlendirmeye
