Ne desem bilemiyorum. Öncelikle çalışmanın derinliğine saygım sonsuz. Coğrafya, biyocoğrafya, evrimsel biyoloji, tarih ve daha birçok disiplin kapsamında yoğun araştırmalar neticesinde ortaya çıkmış bir eser. Neden böyle oldu sorusuna tartışarak cevap aradığı için de zihni çalıştırıyor.
Benim “ama”m popülaritesine. Her şeyden önce ortalama tarih okuyucusuna, özelliklede uygarlık/insanlık tarihi okumaları yapanlara verdiği yeni bilgi 600 küsür sayfada ancak 60 sayfa kadardır. Herkes tabi ki daha öncesinde bu tarz okumalar yapmış olmak zorunda değil ama esas can sıkıcı nokta burada ortaya çıkıyor. Alanında ortalama düzeyde sayılan bir kitabın böyle popüler olması tarih okuma alışkanlıklarında çok gerilerde olduğumuzun da bir göstergesi bana göre. Halbuki özellikle belli bir yaşa gelmiş kesimin coğrafya kaderdir sonucuna çok önceden ulaşmış olması, dolayısıyla da bu kitaptaki bazı yeni bilgileri zevkle hazmetmekten başka bir coşkuya kapılmamış olmasını dilerdim.
Başta da dediğim gibi çalışmaya saygım sonsuz, kitabı bu alana ilgi duyan herkese öneririm. Ama 600 sayfanın ciddi tarih okuyucularında tatminsizlik yaratacağına eminim. Gereksiz popülerliği ise bu tatminsizliği hızlı bir şekilde düşkırıklığına çevirecektir.