Sartre farkını her sayfada hissettiren bir romanın sonuna geldim.
Yıkılış yazarın Özgürlük Yolları serisinin son kitabı oluyor. Serinin ilk kitabı kadar sürükleyici olmasa da ikinci kitaptan daha akıcı. Ancak günün sonunda okuduğun kitabın yazarı Jean-Paul Sartre. Bu adam senin boş zamanını doldurmak için yazmıyor. Sürükleyici bir kurmacanın kuçağında da hissettirmiyor. Ağır ağır, hissederek okuman gerekiyor. Belli ki yazarken verdiği emeğin karşılığını istiyor okurundan.
Serinin son kitabında önceki kitaplarından tanıdığınız karakterleri okurken yeni isimlerle de tanışıyorsunuz. Zaman 1940 yılı, Almanların Paris'i ele geçirdiği günler. Siz o günlerde farklı karakterler aracılığı ile insanların korkularını, telaşlarını, zayıf da olsa tükenmeyen umutlarını okuyorsunuz. Savaş kitaplarında karşılaşmadığım kadar derin ve gerçek karakterlerin yanı sıra yaşadıkları duygu an an hissettiren satırlar vardı. En çok da bu detaylar nedeni ile okuru etkileyen bir roman olduğunu düşünüyorum. Hiçbir karakter ve duygu yüzeysel değildi. Bir kadın gözünden bakıyorsunuz bazı sayfalarda, bir çocuğun, savaştan kaçan bir fransızın ya da savaşa kişisel egosu nedeniyle katılan bir askerin gözünden. Ve elbette Sartre'ın kendine çok yakın bulduğu, özgürlük arayışında olan felsefe öğretmeninin gözünden.
Çok etkilenerek okuduğum bir seri oldu. Karakterlerin duygularını hissederek okumayı sevenlere tavsiye edebilirim.
Herkese keyifli okumalar dilerim.