Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Tüketim Toplumuna Eleştirel Bir Bakış

M. Zeki Duman

Tüketim Toplumuna Eleştirel Bir Bakış Sözleri ve Alıntıları

Tüketim Toplumuna Eleştirel Bir Bakış sözleri ve alıntılarını, Tüketim Toplumuna Eleştirel Bir Bakış kitap alıntılarını, Tüketim Toplumuna Eleştirel Bir Bakış en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Arzular ise ancak tatmin edildiğinde anlam kazanır. Zira yaşamın amacı da haz almak olduğuna göre arzulara da set çekmemek gerekir."
Onlara göre yaşam, bugünden yani yaşanılan andan ibarettir. Ölümden sonraki hayatın varlığı veya yokluğu bilinmeyeceğine göre esas olan, yaşadığımız andır.
Sayfa 6 - Kadim
Reklam
"Modern metropollerde yetişen bireyler, yaşamlarını, maddi beklentilere göre ayarlamaktadırlar. İlişkiler, çıkar temeline dayanmaya başlamakta ve çıkarsal ilişkiler beraberinde güvenmemeyi veya ihtiyatli davranmayı zorunlu kılmaktadır. Artık insanların gözünde dünya, kendi başına güvensiz ve emniyetsiz bir yer olurken, "öteki", bizim için hem "yabancı", hem de potansiyel tehlike unsuru haline gelmiştir. Bunun en bariz örneği, yıllar boyunca aynı binada beraber oturduğumuz kapı komşumuzu tanımamamız veya tanımak istemememizdir. Bu karşılıklı ihtiyatsızlık ve güvensizlik ortamı, bireylerin birbirlerine karşı mesafeli durmalarına, yaşamalarını derin bir yalnızlık hissiyatı içinde geçirmelerine yol açmaktadır. Bu bağlamda yalnızlığı, kentsel yaşamın bireye sunduğu özgürlüğün karşılığı olarak ondan aldığı bir bedel olarak görmek veya tanımlamak mümkündür."
"Hatta Kant, Aydınlanma nedir? sorusuna cevap verirken insanoğlunun kendi kendine düştüğü olgunlaşmamışlık durumundan, yani "kendisinin yarattığı ergin olamama (Ummündigkeit) durumundan çıkmasıyla" var olur. Bu ergin olamayışın nedeni, insanın kendi aklını bir başkasının kılavuzluğuna başvurmaksızın kullanamayışıdır diyecektir."
"Tüketimin nesneleri olan mallar ve hizmetler aynı zamanda bir kimlik değerine de sahiptirler. Çünkü tüketicileri kullandıkları nesneler arcılığıyla kim olduklarını, düşüncelerini, tutum ve değerlerini yansıtırlar. Dolayısıyla tüketim biçimleri ve tercihleri, bireylerin aynı zamanda kendilerine ilişkin yarattıkları bir edimdir. Zira insanlar sadece nesneleri satın alarak onlara sahip olmazlar, aynı zamanda onların kendileri için ne anlam ifade ettiğini gösteren sembolik değeri de satın almış olurlar. Bu anlamda tüm tüketim malları ve hizmetleri derin anlamlarla yüklüdürler."
"Yeni devletin resmi ideolojisi Kemalizm, bir yandan ulusal bağımsızlık mücadelesini vererek yeni bir toplumun inşasına çalışmış diğer yandan bu yeni toplumun adeta rotasını belirleyecek olan devrimci politikalara girmiştir. Erken cumhuriyet döneminde hayata geçirilen ve esasen toplumsal gelişmeyi amaçlayan inkılaplar, yapısal değişiklikler içermiştir. Kültürel devrimler adı altında uygulanan bu değişiklikler, halkın düşünüş ve yaşam biçimini dönüştürmeyi hedeflemiştir. Bu bağlamda Kemalizm, II. Selim'le başlayıp II. Mahmutla doruğa çıkan batılılaşma ve çağdaşlaşma serüvenimizin son merhalesidir."
Reklam
"Tüketiciler, satın alma pratiğiyle sadece maddi nesnelere ulaşmıyor, aynı zamanda edindiği nesnelerle kimliğini de oluşturmaya çalışıyor."
"İnsanlar, yaşamsal ihtiyaçlarını karşılamak için çalışmak yerine, tüketim mallarını almak için çalışmaya başladılar. Tüketimcilik bu bağlamda yaşamda bir şeyler satın alabilmek, bunlarla farklı deneyimler yaşamak suretiyle yaşamına anlam katmak olarak görülmeye başlandı."
"Ölümün, ölümsüz olduğu fikri; bir kısım düşünürlerin dünyanın sınırlılığına, hayatın anlamsızlığına ve yaşanılan anın ne kadar değerli olması gerektiği fikrine götürmüştür ki zaten hedonizm de böyle bir fikrin zaman içinde gelişmesi ve sonrasında felsefi bir akıma dönüşmesidir."
"Materyalist felsefenin hâkim olduğu çağcıl toplumlarda, ne kadar çok mala sahip olunursa o kadar çok mutlu olunacağı fikri baskındır. Ancak, maddi birikimle iyi ve kaliteli bir yaşam sağlanabilir anlayışı, insanları daha çok maddiyata sevk etmiştir. Maddi menfaatlere dayalı bir yaşam pratiği, insanlarda sadece bencil olma duygusunu artırmakla kalmamış, bireysel ve özel ilişkilerde de inanılmaz tahribatlara yol açmıştır. Değerlerin maddiyata indirgenmesi, kendi çıkarını her şeyin üstünde gören ve her şeyi onunla değerlendiren bir bireycilik anlayışının yaygınlaşmasını da beraberinde getirmiştir. Daha çok şeye sahip olmak, biriktirmek ve tüketmek suretiyle nesneler dünyasında boy göstermek, kapitalizmin özendirdiği ve öne çıkartmaya çalıştığı bir yaşam biçimidir. Dolayısıyla materyalist felsefe, her şeyi maddi ölçülerle değerlendirdiği için insan yaşamında üretim ve tüketim gibi ekonomik faaliyetler de sadece ihtiyaçların giderilmesini amaçlayan birer eylem biçimi olmaktan çıkmış bulunmaktadır."
Reklam
Kapitalist sistem, aynı zamanda tüketim için üretmek mantığını kullanmakta, sürekli yeni ihtiyaçlar yaratmak suretiyle kendisini her defasında yeniden üretmektedir. Onun için tüketime konu olamayacak hiçbir nesne veya değer yoktur."
"Ayrıca ölüm, düşünüldüğü gibi insan için acı verici bir son da değildir. Çünkü ölüm, bir hiçtir. Biz ölümü hissetmeyiz ve hissetmediğimiz bir şey için de üzülmemeliyiz. Eğer ölümü bir hiç olarak kabul edebilirsek, o zaman hayatın gerçekte ne kadar değerli olduğunu anlamış oluruz."
"Tıpkı banka için en muteber müşterinin, zamanında ödemelerini yapmayan ve borcunu erteleyen müşteri olması gibi. Çünkü zamanında ödenmeyen borçlar banka için ekstradan faiz ve yan gelir demektir. Bankanın özellikle kredi kartında müşteri limitini yüksek tutmasının ve taksit seçeneklerini uzatılmasının nedeni, ödemelerin gecikmesini sağlayarak müşterilerden daha fazla gelir elde etmek istemesidir."
"Hedonizm, kendi içinde aynı zamanda bir yaşam felsefesidir. İnsanın; hayata, doğaya ve evrene karşı geliştirdiği paradigmadır. Bu paradigmaya göre en üstün iyilik, haz duygusudur. Bu duygu, özellikle günümüz toplumlarında baskın bir hal almıştır."
"İnsan, ancak mutlu olursa hayatından tat alabilir. Ama mutluluk için her şeyden önce hayattan zevk almak gerekir. Zira zevk, mutlu bir hayatın hem kökeni hem de hedefidir. Zevk, sadece kaba şehvani bir duygu değildir, en başta ruhun inceliği, güzelliği ve estetiğidir. Konuşma, müzik dinleme, felsefeyle uğraşma veya herhangi bir sanat eserini seyretme gibi faaliyetler, ruha derin bir dinginlik hali katacağı için gerçek anlamda haz ve mutluluk getirecektir. Gerçek anlamda haz ve mutluluk, ruhumuzdaki tedirginliği ortadan kaldıracaktır. Bunun için de tutkuların susturulması, önyargıların atılması, bencilliğin terk edilmesi, korku, hırs ve acıdan kaçınılması gerekir."
37 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.