Öncelikle bu eser; Değirmen, Kağnı, Ses, Yeni Dünya, Sırça Köşk, Çakıcı'nın İlk Kurşunu adlı öykülerini ihtiva eden bir eser. Yani bambaşka hikâyelerden oluşmuyor. Kütüphaneme yakışır, baş ucumda durur, açar açar okurum diyorsanız bir tane edinin kendinize. Burada hikâyelerini tahlil etmek mümkün değil elbette; aşina olduğumuz, bize dair mevzuları zaman zaman nüktedan, zaman zaman tenkit ettiğini açıkça gözümüze sokan, zaman zaman keskin bir noktayla bitirdiği -hadi ben bitirdim biraz da siz düşünün havaları estiren- hikâyeler. Hepsi birbirinden güzel, bazıları kısa fakat derin öyküler. Kimi zaman bir evsizin, köylünün, bir kadının, bir aşığın, fukara bir çocuğun, bir katilin, çaresiz birinin sesini duyar gibi olacağınız, yer yer burun sızlatan, yürek titreten, bazı zaman sayfanın içine el uzatıp tutmak isteyeceğiniz, zaman zaman size bir elin uzandığını hissedeceğiniz, bize bizi anlatan pek çok hoş hikâye. Teşekkürler üstad.
Keyifli okumalar dilerim...
