"Osmanlı İmparatorluğu Tuna boyunun emniyetine ne kadar bel bağlamışsa, yeni Türkiye Cumhuriyeti bugün aynı emniyeti korumakta olanlara her türlü müzaheretleri ile bağlı kalmalıdır."
"Tuna Osmanlı Türklüğünün bağrından akar. Bu tarihi neresinden dinleseniz onun çağıltısını duyarsınız. Akınlar, zafer ve bozgunlar! Ve hepsinin peşinden, ileri veya geriye doğru, bitip tükenmeden göçler!"
Belgrad kalesi içindeki Fikirtepe’den Tuna kıyılarına bakıyorum. Belgrad, 1521’den itibaren 347 sene Türk kalmıştır. Ali Rıza Paşa kale anahtarlarını Prens Mihalyo’ya 1868’de teslim etti.
Burası da kurtuluş ne demek olduğunu bilen bir halk ile meskûn olduğundan, bütün yeni kurtuluşların büyük kahramanı Atatürk ve kurtuluş destanlarının en büyüğü, bizim savaşımız, herkesin hatırındadır.
"Osmanlılar, Balkanlar'a ve Macaristan'a doğru, ne bir barbar istilâsı, ne de bir din seferi yapmadılar: Bütün imtiyazlar, milliyet farkı olmaksızın, Müslümanlara aid olduğundan bilhassa Tuna berisi ihtidalar pek çok olması tabiî idi."
Dubrovnik, yani eski Raguza’ya akşam geç vakit geldik. Eğer Alanya’yı görmüş olanlar varsa bu şehrin tabiatı hakkında kendilerine fikir edindirmek kolay olur. Denize doğru dimdik ve yüksek kayalar ve hepsinin üstünü dolaşan kale!
"Her serhad sökülüşü bir destan besliyecek menkıbelerle doludur. Fakat hakikat odur ki garp medeniyeti önünde şarkın mukadder mağlubiyeti tamamlanacaktır."