Türk Basınında Kalem Kavgaları

Emin Karaca

En Yeni Türk Basınında Kalem Kavgaları Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Türk Basınında Kalem Kavgaları sözleri ve alıntılarını, en yeni Türk Basınında Kalem Kavgaları kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
''Bugün Türkiye'nin birinci davasının millî istiklâl ve demokrasi olduğuna şüphe yok... Faşizm cereyanı, ne hükûmet mehafili ne de halk sırasında sevilmiş ve benimsenmiş bir şey değildir.''
Sayfa 113 - Sabiha Sertel
''Bu ihtifalde Nâmık Kemâl yaşayacak ve nankörlüğün mezarı kazılacak.''
Sayfa 107 - Peyami Safa, 2 Aralık 1935, Hafta
Reklam
Şüphe ve İman
''Realiteye inanmayan bir septik kadar, içi boş mefhumlara tapan kör bir iman ehli de ziyan getirir. Sabit sistemlere değil, çeşitli vakıalara ve realitelere inanan adam sâlimdir. Şüpheden doğmayan iman piçtir.''
Sayfa 103 - Peyami Safa'dan Nâzım Hikmet'e, 10 Eylül 1935, Tan gazetesi
''Bizde komünist muharrirler, Türk münevverlerini 'küçük burjuva' olmakla itham ederler ve Marxist fikir âleminde çoktan bayatlayan bu isnadın hiçbir haysiyeti kalmadığını bilmezler.''
Sayfa 98 - Peyami Safa, Nâzım Hikmet'e
''Nâzım su katılmamış bir burjuvadır ve en sahte tarafı komünist tarafıdır.''
Sayfa 94 - Peyami Safa, ''Biraz Aydınlık'', Hafta, 15 Temmuz 1935
Peyâmi Safa'nın Nâzım Hikmet Hakkındaki Yazısı
''Sürü Adamı Bir adam vardır ki, hiçbir düşüncesinde, hiçbir hareketinde 'kendi kendisi' olamaz. Ne düşünse, ne yapsa, ne söylese kendini değil, mensup olduğu sosyeteyi, ırkı, muhiti ve dışarıdan aldığı telkinleri dile getirir. Kendiliğinden hiçbir şey bulmamıştır. Başka birinin sisteminden aldığı fikirleri ve akideleri o sistemin sahibinden daha softaca müdafaa eder. İradesi de böyle dışarıdan gelme, yanaşma, iğreti bir hareket mihrakıdır. Bilmez ki, asıl kendi kendisi, kendi içi, sonsuz imkânların, keşfedilmediği için körleşen ve tıkanan istidatların tükenmez hazinesidir. Örneğini kendinde değil, hep dışarıda aradığı için muayyen bir fikre, bir akideye, başkasının kurduğu sisteme bağlanır kalır. Artık, ölünceye kadar hiçbir realitenin mili, onun yabancı bir telkinle perdelenmiş gözünü açamayacaktır; hayatın her şeyi gün değiştiği hâlde, o; sakallı feylezofundan yahut iktisatçı şeyhinden bellediği hiç değişmeyen birkaç ayet içinde kalmaya mahkûm, ilerlediğini sanarak yerinde sayacaktır. İçinde hep sürü insiyakları teptiği için, şahsiyetten mahrum, insana en uzak insandır bu. Bir ferttir, fakat şahıs değildir, çünkü onu teşhis için kendisine bakmaya hiç lüzum kalmaksızın, çömezi olduğu ideolojinin, içinde uyuştuğu telkin âleminin firmasını bilmek, onu hipnotize eden sakallının adını öğrenmek yetişir. Bu sürü adamlarının yüz bin tanesi bir tek şahsa muâdil değildir. Nüfuzunu gerçekten artırmak isteyen bir memleket, bunların sayısını azaltmakla işe başlamalı ve fertlerden değil, şahıslardan mürekkep bir sosyete kurmanın yoluna bakmalıdır.''
Sayfa 89 - 23 Haziran 1935, Tan gazetesi, ''Düşündükçe''
Reklam
57 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.