Türk Basınında Kalem Kavgaları

Emin Karaca

Türk Basınında Kalem Kavgaları Posts

You can find Türk Basınında Kalem Kavgaları books, Türk Basınında Kalem Kavgaları quotes and quotes, Türk Basınında Kalem Kavgaları authors, Türk Basınında Kalem Kavgaları reviews and reviews on 1000Kitap.
Peyami Safa'dan Nazım Hikmet'e...
"Sürü Adamı Bir adam vardır ki, hiçbir düşüncesinde, hiçbir hareke­tinde "kendi kendisi "olamaz. Ne düşünse, ne yapsa, ne söylese kendini değil, mensup olduğu sosyeteyi, ırkı, muhiti ve dışarıdan aldığı telkinleri dile getirir. Kendiliğinden hiçbir şey bulmamıştır. Başka birinin sisteminden aldığı fikirleri ve akideleri o sistemin sahibinden daha softaca müdafaa eder. İradesi de böyle dışarıdan gelme, yanaşma, iğreti bir hareket mihrakıdır. Bilmez ki, asıl ken­di kendisi, kendi içi, sonsuz imkânların, keşfedilmediği için körleşen ve tıkanan istidatların tükenmez hâzinesi­dir. Örneğini kendinde değil, hep dışarıda aradığı için muayyen bir fikre, bir akideye, başkasının kurduğu siste­me bağlanır kalır. Artık, ölünceye kadar hiçbir realitenin mili, onun yabancı bir telkinle perdelenmiş gözünü aşa­mayacaktır; hayatın her şeyi her gün değiştiği halde, o; sakallı feylezofundan yahut iktisatçı şeyhinden bellediği hiç değişmeyen bir kaç ayet içinde kalmaya mahkûm, ilerlediğini sanarak yerinde sayacaktır. İçinde hep sürü insiyakları teptiği için, şahsiyetten mah­rum, insana en uzak insandır bu. Bir ferttir, fakat şahıs değildir, çünkü onu teşhis için kendisine bakmaya hiç lü­zum kalmaksızın, çömezi olduğu ideolojinin, içinde uyuş­tuğu telkin âleminin firmasını bilmek, onu ipnotize eden sakallının adını öğrenmek yetişir. Bu sürü adamlarının yüz bin tanesi bir tek şahsa muadil değildir. Nüfuzunu gerçekten artırmak isteyen bir mem­leket, bunların sayısını azaltmakla işe başlamalı ve fert­lerden değil, şahıslardan mürekkep bir sosyete kurmanın yoluna bakmalıdır."
Düşünceden ön­ce duygu gider bizde. Bir kırılış, bir öfke, bir haysiyet me­selesi; her şeyi yıkıp dökmeye yeter de artar bile. Bunlara, gel etme sen arslansın, kaplansın desen bitti, kuzu kesilirler. Duygusuna aldırmadığını gördüler mi de ifrit!
Reklam
Arif Oruç'tan Yunus Nadi'ye Düello Teklifi
"Yunusa teklif ediyoruz Namuslu bir adamsan gel, tercih hakkı sana ait olmak üzere istediğin silahla davamızı fasledelim (...) Eğer sen namuslu bir adamsan, tercih hakkını sana veri­yoruz. Beğendiğin yerde, istediğin silahla ve fakat mün­hasıran seninle yüzyüze çarpışalım! Başkalarının canını yaktırarak geriden seyirci mi kalmak istiyorsun? Bizim yalnız, senden, senin adî varlığından başka kimse ile alıp vereceğimiz yoktur! İntihap edeceğin silahı ve tayin ede­ceğin yeri ve şahitlerini bekliyoruz."
Sabiha Sertel, Takrir-i Sükun
"Sürgüne giden diğer gazeteciler de dönmüştü. Fakat İs­tiklal Mahkemeleri ve 'Takrir-i Sükun Kanunundan son­ra herkes yılmıştı. Gazeteler havadis veriyor, macera hi­kâyeleri anlatıyor, fakat memleketin kalkınması, devri­min gelişmesiyle ilgili konulara kimse dokunmuyordu. Güzelim hürriyetin eli ayağı bağlı. Fikir, söz, düşünce hürriyeti daha menfasından dönmemişti. Ötede beride çı­kan dergiler, edebiyat dergileri de birkaç nüsha çıkıp kapanıyordu. Çarpışan fikir akımları yoktu. Devrimin ide­olojisi bile tartışılamıyordu."
Yunus Nadi, son padişah VI. Mehmed Vahidettin'ten "Osmanoğullarının piçi" diye söz etti. Hüseyin Cahid'in eleştirileri üzerine de şu yanıtı vermişti: "Sözümüz Cahid Bey’in ve Halife'nin hoşuna gitmemişse geri alınacak lafımız yoktur. Bu piç dahi olsa mübarek olsun der geçeriz."
Tevfik Fikret'ten Hüseyin Cahid Yalçın'a
"Cahid, Yılan yutmuş kertenkele gibi etrafına zehirler kusaca­ğına bir kez eylemlerini ve umutlarını dengele. Genel ve özel yaşamında şimdiye dek yaptıklarını gözünün önüne al; görünsün ki sen yırtıcı, çıkarcı, hırslı ve safsatacı bir bencilden başka bir şey değilsin (...) Zanneder misin ki, Cemiyet'in ve şu miskin, paçavra hü­kümetinin himayesi olmasa, daha doğrusu sen Cemi­yetin Hükümet'in arsız övgücüsü olan kalemine dayanmasan, bugün bu tutarsız, mantıksız, ayırıcı ve küstah dedikodularınla, basın alanında şu yerini koruyabilir mi­sin? Ve zannediyor musun ki ben değil, hatta en aciz fa­kat namuslu bir kalem heveslisi seni bu bayağı mevkiin­de kıskanmak küçüklüğünü gösterir? Tekrar ediyorum iş­te: Sen namussuz gazetecisin; çünkü bütün yazma gücü­ne rağmen gazetecilerin en taraf tutanı, en yalancısı en küstahısın."
Reklam
Geri15
58 öğeden 51 ile 58 arasındakiler gösteriliyor.