Kitabı editörü olarak okuyup düzenlesem de matbu biçimde elime alıp satır altlarını çize çize, okur gözüyle tetkik etmek ayrı bir his yaratıyor. Kitabın ilk nüshasını alıp imzalatmak da bu duygunun farklı bir tezahürü...
Yusuf Akçura'nın bu eseri, aslında ilk başta kitap olma niyetiyle ortaya çıkmıyor. Kitabın metnini, 19 Ekim 1914 tarihli bir konferans oluşturuyor.
Bu metni, kesinlikle dönemin atmosferini bilerek ve onun üzerinde düşünerek değerlendirmemiz gerekiyor. Çünkü bu konferansın verildiği yıllarda Birinci Dünya Savaşı başlamıştı. Bu eser de Osmanlı'nın yanında yer aldığı devletlerle, aslında geçmişten itibaren bir ittifakı olduğunu vurguluyor. Bu fikre göre de hem Osmanlı'nın yer aldığı ittifak, hem de karşısında duran üçlü itilafın tarihî kökenleri irdeleniyor.
Yusuf Akçura, bu konuşmayı propagandavarî bir hareketle yapmış olsa dahi ilmî üslup ve tavrından şaşmadığı için, eserin tarihî alanda kıymeti vardır. Bunu inkâr etmemiz doğru olmaz. Bazı cümlelerde Osmanlı'nın yer aldığı ittifakın doğru olduğu, kaderin cilvesi olarak tekrar bu ittifaka kavuştuğu söylense de içerik açısından hem zengin hem de önemli tespitler barındıran bir eser olmuş.
İlaveten eseri günümüz Türkçesine nakleden Muharrem Uçan, titiz bir çalışma ile cümleleri Türkçeden Türkçeye tercüme etmiş, Yusuf Akçura'nın anlaşılması zor cümlelerine de gerekli şerhler düşerek eserin daha geniş kitlelere hitap etmesini sağlamıştır.
