Başkalarına aktarılmamış bilginin değersizliğinin, insanlık çok eskiden beri farkındadır. Yusuf Has Hacip, 11. Yüzyılda yazdığı Kutadgu Bilig’de şöyle diyor:
“Kişi könli tüpsiz deniz tek durur
Bilig yinçü sanı tüpinde yatır
Tenizdin çıkarmasa yünçü kişi
Kerek yinçü bolsun, kerek say taşı.”
Bugünün Türkçesiyle:
İnsan gönlü dipsiz bir deniz gibidir. Bilgi, bu denizde inci gibi durur. İnsan inciyi çıkarmasa ha inci olmuş, ha çakıl taşı...
Peki bu inciyi neyle çıkar, hangi araçla çıkartacağız? Akla ilk gelen araç, dildir.