Ağustos 2018

Türk Dili Dergisi - Sayı 800

Türk Dili Dergisi
Virgül tanrısı vardı derdi. İnsanların zihnine hükmeden. Bazıları ceplerinde fazla ünlem taşır,bazıları soru işareti ama en tehlikelileri bu virgül taşıyanlar derdi. Bir türlü nokta koyamayanlar, sürekli devam etmek zorunda olanlar.
Sayfa 31
Nereden çıktı ve yayıldı bu Arapça kökenli aynen sözü? Duyduğu her cümleyi bir zarf olan aynen kelimesiyle tasdik ediyor. Konuşmuyor, katıldığı durumu kendisi de bir cümleyle ifade edemiyor, aynen ile yetiniyor. Okul çağındaki öğrencilerde de bu sözü çok duyuyorum. Artık kulakları rahatsız eden hastalık derecesindeki bu aynen sözü sokaklarda, şehir otobüslerinde yüksek sesle konuşanların dilinde.
Reklam
Leke Bırakan Gölgeler, Aydın Boysan
"Bir ülkede karanlıkları yırtmak, gerçekleri görmek ve kötülükleri haykırmak durumunda olan vatandaşların sessizliğinden daha kötüsü, üniversitelerin, yazarların, sanatçıların, düşünce insanlarının sessizliğidir."
Sayfa 91 - Nevzat Gözaydın, Türkçe Sözlük İçin Aydın Boysan'dan KatkılarKitabı okudu
Beş yıldızlı yalnızlıkların, yarım pansiyon ihanetlerin ve her şey dahil hüzünlerin çerçeveleyicisi dört duvar, çift kişilik yataklarda tek kişilik uykusuzluklar... Yaşanmışlıklar, yaşanmışlıklar, yaşanmışlıklar...
Kendi cesediyle yatmak bir başkasının cesediyle yatmaktan daha korkunçtu.
Sayfa 46
Beyaz yatak, beyaz havlu beyaz perde, beyaz badana, beyaz fayans... Bu samimiyetsiz beyazlığın içinde sahici bir mezar karanlığı...
Reklam
Bu böcekler yok mu? Milat öncesi bir çağda; sessiz sedasız bir ikindi gibiydiler.
Sayfa 13
Umut Simit, Aydın Boysan
"Bir ülkede kültür güneşi yeni doğuyorsa, cücelerin de gölgesi uzun olur."
Sayfa 92 - Nevzat Gözaydın, Türkçe Sözlük İçin Aydın Boysan'dan KatkılarKitabı okudu
Çevremize bakıyoruz. Nereden çıktı ve yayıldı bu Arapça kökenli aynen sözü? Duyduğu her cümleyi bir zarf olan aynen kelimesiyle tasdik ediyor. Konuşmuyor, katıldığı durumu kendisi de bir cümleyle ifade edemiyor, aynen ile yetiniyor. Okul çağındaki öğrencilerde de bu sözü çok duyuyorum. Artık kulakları rahatsız eden hastalık derecesindeki bu aynen sözü sokaklarda, şehir otobüslerinde yüksek sesle konuşanların dilinde.
Sayfa 16 - Hamza Zülfikar, Türkçe Öğretimi Üzerine Birkaç DeğerlendirmeKitabı okudu
Her kurmaca metnin kendi gerçekliği vardır ve bu gerçekliğin, onun ya da berikinin siyasal duyarlılık beklentileriyle örtüşüp örtüşmemesinin, eserin niteliğiyle hiçbir ilişkisi yoktur.
Sayfa 38 - Ömer Ayhan, Oktay Akbal'ın Yarım Kalmış ModernizmiKitabı okudu
Reklam
Yakup Kadri Karaosmanoğlu
"Öyle tahmin ediyorum ki edebiyat bakımından da şiir anlayışı, ortaya koydukları eserler bakımından da birbirine benzememek hatta birbirinin zıddı olmakla beraber, bugüne kalan şiirler Yahya Kemal ile Ahmet Haşim'indir. Ne Cenap Şahabettin'in şiirlerini hatırlarsınız ne Tevfik Fikret'in. Bir devir açmamış olsalar bile, Yahya Kemal'le Ahmet Haşim, bir devrin öbür devre köprüsünü teşkil etmişlerdir. Yahya Kemal yazdığı şiirlerden çok, gençlerle olan konuşmalarıyla edebiyatımıza büyük hizmet etmiştir. Ne yazık ki bunları yazmamıştır, havalarda söylenip gitmiştir fakat onların yanında bulunma fırsatını elde edebilmiş gençlere bu konuşmalarıyla çok büyük ufuklar açmıştır. Mesela Ahmet Hamdi Tanpınar, Yahya Kemal'in yetiştirdiği bir insandır."
Sayfa 10 - Ozan Sağdıç, Yakup Kadri Karaosmanoğlu Röportajı, 1964Kitabı okudu
Yakup Kadri Karaosmanoğlu
"Dante olsun, onun çağdaşı olan Petrarca olsun, şöhretlerini halk dilinden aldıkları dil malzemesini işlemelerine borçludurlar. Binaenaleyh ben böyle bir deha bekliyorum. Bir adam gelecek, bizim parça parça yapmak istediklerimizi toplayıp ondan sentetik bir eser çıkaracak. Hiçbir yerde dilleri yapanlar dil bilginleri değildir, şairler ve yazarlardır. Dil bilginleri onların yaptıkları şeyleri kaide hâlinde tespit ederler."
Sayfa 12 - Ozan Sağdıç, Yakup Kadri Karaosmanoğlu Röportajı, 1964Kitabı okudu
Resim