En Eski Türk-İslam Ülküsü 1. Cilt Sözleri ve Alıntıları
En Eski Türk-İslam Ülküsü 1. Cilt sözleri ve alıntılarını, en eski Türk-İslam Ülküsü 1. Cilt kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Emperyalist güçler, korkunç bir kültür emperyalizmi
programı ile millet çocuklarını milli tarihlerine, milli ve
mukaddes kültür değerlerine, millî ülkülerine, millî
menfaatlerine, hattâ milli motif ve sembollerine düşman
etmekle kalmazlar, kendi değerlerini «bir uygarlık ve
ilerilik* unsuru biçiminde onların kafalarına ve vicdanlar'na
oturturlar. Böylece millî ve mukaddes değerlere bağlı
milliyetçilerin karşısına, bu değerlere ters düşen
«yabancılaşmış kadrolar» çıkarırlar. Bir ülkede, değerler
«ikizleşince», kadroların da ikizleşmesi ye çatışması
mukadder olur. İşte düşman, bu noktada aktivitesini arttırır.
Ülkenin ve milletin «parsellenmesi» için beynelmilel güçleri
harekete geçirir.
sayfa 7
Düşman, karşısındaki güçleri parçalayarak, onları
birbirine düşürerek, kolay yutulur lokmalar durumuna
şokmak isler. Meselâ, sanki bir insan, hem »dindar», hem
«milliyetçi», heım «medeniyetçi» olamazmış gibi, bu değerleri
birbirine zıt programlar durumuna sokarak, hiç yoktan
«çatışan güçler» meydana getirir. Bu oyunlarını, o kadar
ustaca plânlar ki, tertiplerini anlamak için bazan olayların
üzerinden elli veya yüz sene geçmesi gerekir. Meselâ,
Osmanlı Türk Devleti’ııin parçalanması ve Orta-Doğu'nun sö-
mürgeleştirilmesi için, dinimizin ve milliyetimizin
düşmanları, din» ile «milliyetçilik» arasında zıddiyet ve
düşmanlık duygulan doğurmayı plânlamış olduk- lanm şimdi
itiraf ediyorlar
Bilgi edinen varlık (sujet), insandır, bilginin konusu da İnsandan gayrı şey
(objet) lerdir. insan, kendini İncelemeye yöneldi mi, objet - sujet bütünleşir.
Bununla beraber, insan, bilgi edinirken kendini bütün varlık tezahürlerinin
dışında tutmaya çalışan bir gözlemci olmak iddiasındadır. Ama insan,
düşünürken ve araştırırken bir taraftan dışa, bir taraftan da devamlı olarak
kendine bakar. Kısacası, «bilinmeyi dileyen» Mutlak Varlık iradesi ile
insanoğlu, kendinin ve varlığın sırrını çözmekle görevlendirilmiş...
Manevî boşluğa yuvarlanan «insan gruplarında» bir
«tüketim tutkusu» tarzında ortaya çıkan durumun gittikçe genişlemekte
olduğunu da müşanede etmek kolaydır. Materyalizmin doğurduğu manevi
boşluğu, «din ve iman karın doyurmaz» sözü ile maskellyerek korkunç bir
tüketime, made tutkunluğuna «vadiler dolusu altın verseniz yine vadiler dolusu
altın istemek» kaprisine kapılarak telâfi etmek isteyenleri, madde ile
doyurabilecek misiniz?
inşanın acıkması, sadece midenin acıkması veya bir elementler
dengesinin bozulması tarzında ele alınamaz kİ. insanın kalbi de, kafası da
acıkır. İnsan ekmek kadar, sevgiye, saygıya, hürriyete, din, ahlâk ve sanata da
muhtaçtır. Hele, sınırlıyı görüp, sınırsızı, ölümlüyü görüp ölümsüzlüğü, esareti
görüp hürriyeti, acizliği görüp mükemmelliği, mahluku görüp Halik’i özleyen,
Imam-ı Gazali’nin deyimi ile «mahluku Halik'ın anahtarı bilen» insanı, sadece
«karın tokluğuna» mutlu kılacağını sanmak, gerçekten ahmaklık olur.
Türk devletinin parçalanması ve Orta Doğu’nun sömürgeleştirilmesi için, dinimizin ve milliyetimizin düşmanları, “din” ile “milliyetçilik” arasında zıddiyet ve düşmanlık duyguları doğurmayı planlamış olduklarını şimdi itiraf ediyorlar.