‘’Atların toynak ve kişneme sislerinin arasında birkaç cılız feryat duyuldu. O da Türk’e düşmanlık edenlerin sonu oldu.
Türkler de yılkı gibilerdi. Özgürlüklerine kast edildiği zaman önünüze çıkan her kim/ne olursa olsun bedelini öderdi.
Ödemiş ve ödeyeceklerdi de!’’
‘’Tanrı Dağı’nın etrafını dokuz bey alsın
Dokuz beyin tuğları Tanrı Dağı’ndan aşsın
Tanrı, dokuz tuğa kut verip çerağ yaksın,
Dokuz beye tabii millet, Tanrı’ya ulaşsın.’’
Kurt yavrusu, anası gibi av boğunca; kurt , pars yavrusu dağa pençe vurunca; pars, kartal yavrusu ava gökten dalınca; kartal ve insan balası kendini ispatlayınca ad alırdı.
'’Türk milleti! Sizler,kutunu gökten, Ulu Tanrı’dan alan Türk Kağanının içinde yetiştiği ulu bir milletsiniz. Kılıcınıza eş kılıç, yayınıza eş yay ve bileğinize denk bilek yoktur. Özgürlüğümüze kast eden her kim olursa bunu cezasını çekecektir! Tarkanlarıma öğrettiğim düzeni işletirsek, -vakti gelenlerimizin dışında- kayıp vermeden düşmanı alt eder, Ötüken yurdumuza döneriz. Siz ulu Türk milleti ve ben Tanrı’nın kutsadığı ağabeyim Batı Şadı Bilge’nin kardeşi Kül Tigin! Size Tanrı’nın huzurunda ant içiyorum.
‘’Türk milletinin ölümsüzlüğü için!’’
Ve bütün ordu kılıcını göğe kaldırıp tekrar etti:
‘’Türk milletinin ölümsüzlüğü için!’’
Kül Tigin devam etti:
‘’Gök girsin, kızıl çıksın!’’
Tüm bozkır yankılandı:
‘’Gök girsin, kızıl çıksın!’’
‘’Bilge ‘’Atamız Kutluk İlteriş Kağan’ın yaktığı Türk çerağı hiç sönmeyecek ve diktiği gök bayrak gökten hiç inmeyecek, Türk’ün canına kast eden düşman…’’ dedi ve kardeşi ile aynı anda Boz Kağan’ın boğazına sürerek kılıcını geriye çekti. Çıt çıkmıyordu seyredenlerde. Boz Kağan’ın bedeninde kalan son kanı da, bir hırıltı ile kesilen boğazından fışkırdı ve Bilge, sol elindeki kesik başı havaya kaldırarak sözünü bitirdi. ‘’… işte böyle Türk’ün mezarına balbal olur.’’