Türk milletinin homojen kültürünü, tarihini ve geçmişini küçümseyerek Anadolu'da oluşturduğunu ifade ettikleri bir mozaik yapının varlığını savundular.
20. yüzyılda Batının kalkınıp, Doğunun kalkınamamasında en büyük etkenlerden biri bireylerin kendi tercihlerini yapamamaları ve kendi sorumluluklarını taşımamalarıdır.
Demokrasi kültürü, kendi sorumluluğunu taşıyan, hatalarının bedelini öderken tekrar aynı hatalara düşmemek üzere kendi yol haritasını çizebilen yetişkin insanlardan oluşan bir toplumda yerleşebilir ve gelişebilir.
Müzikte ifade bulan ve "arabesk" olarak nitelendirilen tarz, "yoksulluk ve yoksunluk" kültürünün dışa vuran en belirgin üslubudur. Bu tarzın ve üslubun en önemli niteliği güvensizlik, yılgınlık ve umutsuzluktur.