Türk Kültürünün Ana Hatları

Saadettin Y. Gömeç

By Number of Pages Türk Kültürünün Ana Hatları Quotes

You can find By Number Of Pages Türk Kültürünün Ana Hatları quotes, by number of pages Türk Kültürünün Ana Hatları book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Han-name'ye göre Yafes'in çocuklarından Maruh'un lakabı Türk idi. Türkçeyi o icat ettiğinden dolayı ona Türk diyorlar. 
Sayfa 9 - Berikan YayınlarıKitabı okudu
Türk Adı
Orkun kitabelerinde adımız Türk (𐱅𐰇𐰼𐰚) ve Türük (𐱅𐰇𐰼𐰰) şekillerinde kaydedilmiştir. Hangisinden hangisine bir geçiş söz konusu tahmin etmek zor olsa da; bugün eğer tek heceli şekli yaşıyorsa iki heceliden heceliye dönüştüğü de söylenebilir.
Sayfa 9 - Berikan YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Kadim…
Minusinsk bölgesindeki Afanasyevo kültürü ( MÖ. 2500-1700) ile özellikle buraya yakın Andronova kültüründe (MÖ. 1700-1200) ortaya çıkarılan "brakisefal beyaz ırk", Türk soyunun proto-tipi olduğunu gösteriyor.
Sayfa 12 - Berikan YayınlarıKitabı okudu
Türk Adı
Bozkır hayatında her ne kadar kurttan korkulsa da Türk milleti, onda kendisini yansıtan bir şeyler bulmuştur . Öyle ki bu durum Türkler hakkında bilgi veren yabancıların eserlerinde bile vurgulanmaktadır . Kurt ile Türk milleti adeta özdeşleşmiş gibidir. Hatta İslam kaynaklarında Türk'ün atası olarak sayılan Yafes'in çocukluğundaki bir hastalığı sırasında annesinin ona kurt sütü içirdiği de rivayet olunur.
Türk kültürü ve Türkçe büyük alim Bahattin Ögel'in dediği üzere "yağmaya uğramış bir mal gibidir. Elinde delil olsun, olmasın herkes ondan bir parçayı alıp, başka kültürlere mal ediyor."
Sayfa 18 - Berikan YayınlarıKitabı okudu
Türk Dili
Türk yazı dilinin ne zaman ve hangi şartlarda meydana geldiği hakkında kesin bir şey söylememekle beraber, son yıllara kadar Orkun Abideleri'yle bu durum tarihlendirilmekteydi. Ancak Kazakistan'ın Esik Kurgan'ında çıkan bir tabağın altındaki yazıtın zamanı M.Ö. 5. yüzyıla kadar götürünce, Türk yazısının ve yazı dilinin çok daha eskilere dayandığı ortaya çıkmaktadır.
Sayfa 18 - Berikan YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Türk Yurdu
İbn Haldun, Türkler ve bazı kavimler hakkında bilgi verirken şöyle diyor: "Bunların bereketli toprakları ve sığınacak şehirleri yoktur. Onlar için her bölge ve yurt birdir . Bundan dolayı sahip oldukları ülkelerle yetinmedikleri bir yana, komşu devletleri ele geçirmekle de kanaat etmezler . Hiçbir sınır tanimazlar . Uzaklarda ki kavimlerle savaşmaktan hoşlanırlar." Batılı yazarlar:" Türkler bir kere ata binip, kılıç sallamak için yola çıktıklarında, artık hiçbir şey gözleri görmez." Diyorlar . Kısaca bu insanların tek eğlenceleri kahramanlık hikayeleri ve savaş sohbetleriydi . Bu yüzden Türklerden söz açan kaynaklarda onların dur - durak bilmedikleri, volkan gibi kaynayan bir yaradılışa sahip olduklarına dair izler vardır .
Türk Yurdu
Bunu en güzel şekilde"güneşin doğduğu yerden battığı yere kadar Türk adaletini hâkim kılma" veya diğer bir deyişle"Kızıl Elma" ülküsüyle birleştirebiliriz. AYRICA TÜRKLERİN GENİNDE BULUNAN BİLİNMEYEN UFUKLARA DOĞRU AÇILMA, DÜNYAYI YÖNETME, ARALIKSIZ ÖLÜM-KALIM SAVAŞI İÇİNDE YAŞAMA, HER MUVAFFAKİYETTEN SONRA ALINAN HAZ GİBİ ETKENLERİ DE GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURMAK LAZIMDIR .
Hayvancı bir toplum olan Türklerin hayatında hayvanlara, tabiata ve özellikle silahlara ait kelimeler, diğer toplumlara baktığımızda daha çoktur. Yani Türklerin günlük hayatında yaşamadıkları kelimeleri kullanma gibi bir özellikleri bulunmaz. Türk'ün hayatı gibi dili de gerçekçidir. Mesela Türk dili ile Arapça'yı karşılaştığımızda bu farkı daha iyi anlayabiliriz. Ağaçtan, sudan, dağlardan, türlü türlü nimetlerden yoksun, üstüne üstlük sıcak gibi bir problemle karşı karşıya kalan Arapların dilinde kendilerinde olmayan bu şeyler hayal mahsulü olarak yaratılır ve onlara uydurma adlar verilir. Buna benzer denizciliğe ait kelime ve terimleri de bizim dilimizde görmek pek mümkün değildir. Çünkü Türkler denizci bir millet olmamışlardır.
Sayfa 23 - Berikan YayınlarıKitabı okudu
Babanın ya da ağabeyin dul eşi ile evlenme geleneği (leviratüs) Türkler arasında görülen bir şeydir. Ama babanın eşi veya anne durumundaki bu kadın öz olmayıp, evlilik de semboliktir. Yabancılar bu durumu gerçek evlilikler gibi düşünüp yadırgamaktadırlar. Halbuki bu geleneğin temelinde dul kalan kadınların tek başına çaresiz bırakılmamaları gibi bir inanç yatmaktadır.
Sayfa 26 - Berikan YayınlarıKitabı okudu
44 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.