Türk Kültürünün Ana Hatları
Saadettin Y. GömeçTürk Kültürünün Ana Hatları Posts
You can find Türk Kültürünün Ana Hatları books, Türk Kültürünün Ana Hatları quotes and quotes, Türk Kültürünün Ana Hatları authors, Türk Kültürünün Ana Hatları reviews and reviews on 1000Kitap.Türk Kadını
Savaşlarda da hatunların kağanların yanında yer aldıkları görülmektedir. Kadınlar zaman zaman ordulara bile komuta ediyorlardı.
Sayfa 72 - Berikan YayınlarıKitabı okudu
Batılılar saraylarının ve evlerinin içine pislerken, Türk çadırlarının veya evlerinin yanında daha Orta Çağlarda bile çumuşluk denilen tuvaletler ve hamamlar vardı.
Sayfa 63 - Berikan YayınlarıKitabı okudu
Kağan yeryüzünde güneşin sembolü olurken, hatun da ayı temsil etmekteydi.
Sayfa 59 - Berikan YayınlarıKitabı okudu
Türk töresine ve geleneklerine bağlı olarak çocuklar belirli bir yaşa gelip ülke ve millet için yararlı bir iş yaptıktan sonra unvan ya da adlarına kavuşuyorlardı. O çağa kadar umumiyetle fiziki özellikleri veya ebeveynleri ile alakalı bir isim taşımaktaydılar. Bu güzel adet her Türk gencini yurt ve şeref uğruna faydalı şeyler gerçekleştirmeye itiyordu.
Sayfa 58 - Berikan YayınlarıKitabı okudu
Kök Türkçe kitabelerden Türklerde dört yön olduğunu ve görevlendirmelerin de buna göre yapıldığını biliyoruz. Doğu ön taraf kabul edilmiştir. Batı arka taraf, güney sağ taraf kuzey sol yandı. Göktürkler tarafından doğunun rengi gök, batı ak, kuzey kara güney kızıl renk ile belirtilmekteydi. Atalarımız Anadolu'ya geldiklerinde Türkiye'nin kuzeyindeki denize Karadeniz, güneyindekine Kızıldeniz batısındakine de Akdeniz dediler. Bugün bizim Ege Denizi diye adlandırdığımız su ecdadımız tarafından binlerce yıl ya Akdeniz veya Adalar Denizi olarak anıldı. Dolayısıyla Mustafa Kemal Dumlupınar'da "Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir" derken Mersin'i yahut da Antalya'yı değil İzmir'i kastediyordu.
Sayfa 47 - Berikan YayınlarıKitabı okudu
İbni Fazlan Oğuzlar hakkında şu bilgiyi veriyor: Onların başlarındakine bey deniyor. Herhangi bir konuda fikir almak için onun yanına gidip, "ne yapalım" diye soruyorlar. Kararı kendi aralarında bir toplantı yaparak belirliyorlar. Ancak bu kararı içlerinde en sıradan bir kişi bile karşı çıkabiliyor. Dolayısıyla milletin istemediği bir şeyi idarecilerin zorla kabul ettirmesi mümkün değildi ve halk da temel vatandaşlık görevini yerine getirdiği takdirde her türlü hürriyete sahipti.
Sayfa 37 - Berikan YayınlarıKitabı okudu
Tarihteki Türk toplumunda, Batıda görüldüğü şekli ile ayrıcalıklı sınıflara rastlanmazdı... Sosyal yapısında insanların özel mülkiyet hakkı vardı.
Sayfa 37 - Berikan YayınlarıKitabı okudu
Oğuz'un çocuklarının üçünün adı yeryüzü nesneleri ile, üçününki de gökyüzü varlıklarıyla alakalıdır. Bu yüzden Oğuz ve Oğuz'un çocukları nezdinde Türk hükümdarı bütün evrenin hakimidir.
Sayfa 32 - Berikan YayınlarıKitabı okudu
Babanın ya da ağabeyin dul eşi ile evlenme geleneği (leviratüs) Türkler arasında görülen bir şeydir. Ama babanın eşi veya anne durumundaki bu kadın öz olmayıp, evlilik de semboliktir. Yabancılar bu durumu gerçek evlilikler gibi düşünüp yadırgamaktadırlar. Halbuki bu geleneğin temelinde dul kalan kadınların tek başına çaresiz bırakılmamaları gibi bir inanç yatmaktadır.
Sayfa 26 - Berikan YayınlarıKitabı okudu
Türk Ailesi
Temelde Türk ailesi ana, baba ve çocuklardan müteşekkil olup, dolayısıyla küçük ailedir. Büyük toprak mülkiyetleri söz konusu olmayıp, ailedeki herkes sahip olunan mallara ve araziye ortaktır. Zamanı gelince büyük çocukların aileden ayrılma hakkı vardır ve beraberlerinde de kendilerine düşen malı alabilirler. Türkçede izdivaç için kullanılan evlenme veya evlendirme terimleri evlenen erkek veya kızın baba ocağını terk ederek, ayrı bir ev meydana getirmesi demektir. Baba evi ise en küçük oğula (ot-tigin) kalırdı...
Gerçekte konar-göçer hayat geniş aileye de müsait değildi. Onlar muayyen bir toprak üzerinde toplanıp oturamazlardı. Böylece küçük aile düzeninde yaşayan eski Türkler daha bağımsız kişiler yetiştirmek imkanına sahip idiler.
Sayfa 26 - Berikan YayınlarıKitabı okudu